İnegöl STK Platformu bünyesindeki yaklaşık 30 STK’nın temsilcileri, dün Cuma namazına müteakip İshakpaşa Camii bahçesinde İsrail ve ABD’nin Kudüs’ü başkent görmesi konusuna ilişkin açıklamalarda bulunarak tepkilerini dile getirdiler. STK’lar adına açıklamalarda bulunan İnegöl İHH Başkanı İlhan Tatlı, “Mescid-i Aksa imandır, hayattır ve candır. Bu böyle bilinmelidir” dedi.
Sivil toplum kuruluşları adına açıklama yapan İnegöl İHH Başkanı İlhan Tatlı, “Ya uyandırın Bedr’in aslanlarını ya da çağırın Kafkas kartallarını, söyleyin Selahaddin Eyyûbî’ye, Mescid-i Aksâ ayaklar altında! ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti kabul ettiğini ilan etmesi, elçiliğini taşıma kararı, İsrail’in, bütün Filistin’i, başkenti Kudüs dâhil işgal etme plan ve kararının bir parçasıdır. 1995’te ABD bu kararı almış ve sürekli Filistin’e ve İslam dünyasına karşı kılıç gibi tehdit olarak kullanmaktadır. Çok manidar bir tarihte Kudüs’ün Müslümanların elinden çıkmasının 100. yıldönümünde bu karar uygulamaya konmuştur. Bu hareket basit bir hareket değil, Siyonizm ve Emperyalizm ortaklığının oldukça sistematik ve iyi planlanmış bir hareketidir. ABD’nin Filistin davasında görüntüde tarafsız olma vasfını da bitirmiştir. ABD, İsrail’le aynı statüde işgalin tarafı olmuştur. İsrail’in Filistin ve Kudüs’te varlığı gayrimeşrudur. Varlık sebebi işgaldir ve işgal devam etmektedir. İsrail’in işgali ulusal ve uluslararası hiçbir hukukta onaylanmış değildir, onaylanması da mümkün olamaz. Kudüs’ün statüsü konusunda Birleşmiş Milletlerin kararları açık ve nettir. 1967 sınırları sonrasında yapılan ve yapılacak bütün işgaller, yerleşkeler, utanç duvarları illegal olarak tescillenmiştir. Bu bir haçlı seferidir. Bugüne kadar haklı, onurlu, azimli ve muazzam bir mücadele ortaya koyan Filistin’in yıllar boyunca en ağır şartlarda kesilmeyen mücadelesini selamlıyor ve şükranlarımızı sunuyoruz. Bundan sonra da maddi manevi yanlarında olduğumuzu buradan ilan ediyoruz” dedi.
FİLİSTİN’E DESTEĞE VE KUDÜS’Ü MUHAFA ÇAĞRISI
“İslam dünyası bütün Filistin topraklarına ve Filistin’in başkenti Kudüs’e sahip çıkmalıdır” diyerek konuşmasını sürdüren Tatlı, “Siyasi, ekonomik, hukuki her türlü desteği sağlamalıdır. İsrail’e ve İsrail’in yanında duranlara da siyasi, ticari, ekonomik vesaire her türlü boykot-ambargo uygulanmalıdır. Türkiye’de de hükümeti, tüm siyasi partileri, sivil toplum kuruluşlarını ve hangi görüşten olursa olsun diğer tüm aktörleri Filistin’e desteğe ve Kudüs’ü muhafazaya çağırıyoruz. Öte yandan sadece İstanbul’da 25 bin Yahudi yaşamaktadır. Onları ABD’nin bu kararına ve İsrail’in Kudüs’ü işgal politikasına karşı açıklama yapmaya davet ediyoruz. Hatırlatmak isteriz ki eğer şiddet sarmalı bölgemizi ve dünyamızı sararsa bütün dünyada Müslüman, Hristiyan, Yahudi ve diğer hiçbir din ayırt edilmeksizin güvenlik riski yaşayacaklardır. Görünen odur ki, İsrail, Filistin’i işgal etme ve sonrasında işgal topraklarını Suriye, Türkiye ekseninde genişletme planlarını yürütmektedir. Bu planı uygulamak için başta ABD olmak üzere birçok güçle işbirliği yapmaktadır. İslam dünyasının hâlihazırdaki iç problemleri çatışma ve kaos ortamları da onlar için bir fırsat olarak görülmektedir. Derhal iç problemlerin sarmalından çıkıp herkes yüzünü Siyonizm etrafında buluşanlara çevirmelidir” şeklinde konuştu.
SELAHADDİN DE BİZİZ ORDUSU DA…
“Filistin ve Kudüs’ün müdafaası herkesin mesuliyetidir” diyen Tatlı, “Bugün hemen Kudüs’ün özgürleşmesi için tüm çalışmalar başlatılmalıdır. Müslüman ülkelerin tamamının İsrail ile siyasi, ticari, diplomatik ve ekonomik bütün ilişkilerini kesmeleri gerekir. Türkiye, İsrail ile tüm diplomatik ilişkilerini kesmeli, bugüne kadar Filistin aleyhine olan İsrail işgali lehine olan tüm anlaşmaları ve mahkeme kararlarını iptal etmelidir. Bizim sessizliğimiz Mescid-i Aksa’nın yıkılması demektir. Amerika ve İsrail’in almış olduğu bu kararı tanımıyoruz. Tanımıyoruz ve tanımayacağız. Bizim sessizliğimiz Kudüs’ün kaybedilmesi demektir. Bizim sessizliğimiz Filistinli çocukların öldürülmesi demektir. Bizim sessizliğimiz Filistinli kadınların yerlerde sürüklenmesi demektir. Kudüs bizim kırmızıçizgimizdir. Türkiye, mutlaka büyükelçiyi ve konsolosu geri göndermelidir. Çünkü Mescid-i Aksa’ya yapılan saldırıya devletler nezdinde karşılık vermezsek yarın Kudüs’ün kaybedilmesinden sonra artık her şeyi kaybetmiş oluruz. Onun için bütün Sivil Toplum Kuruluşları, siyasi partiler, devlet ve hükümet elbirliği ile Mescid-i Aksa’nın yanında olduğumuzu göstermek mecburiyetindeyiz. Kudüs bütün Müslümanların kutsalıdır. Kudüs Filistin’in başkentidir ve öylede kalacaktır. Hiçbir zaman İsrail’in başkenti olmadı ve de olmayacaktır. Ey Selahattin Eyyubi! Sen ki Allah’ın evi olan Kudüs esaret altıdayken Selahattin nasıl güler, Selahaddin nasıl evinde yatar demiştin ve Kudüs’ü bu duyguyla fethetmiştin. Kudüs esaret altındayken senin torunların tefrikaya düştü ve yatarak göbek büyütüyorlar. Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın diyor… Ey Kudüs! Ey Peygamberler kokusu! Ey yerin göklere en yakın avlusu! Ey Selahattin Eyyubi! Ey Selahattin Eyyubi’nin şanlı ordusu! Bizi affedin. Ne olursunuz bizi affedin, emanetinize sahip çıkamadık. Sizlerden utanıyoruz. Ey toprağın altındaki diriler geri dönün, çünkü toprağın üstündekiler çoktan öldüler… Eğer Kudüs işgal atındaysa ki işgal altında, Filistin’e pranga vurulmuşsa ki vurulmuştur, Müslümanlar katlediliyorsa ki katlediliyor, lütfen Yahudileri kimse suçlamasın. Vallahi billahi tillahi tüm suç bizimdir… Kimden ne bekliyoruz bilmiyorum ama şuan Selahaddin ve Selahaddin’in ordusu yok. Silkelenelim ve kendimize gelelim! Selahaddin de biziz ordusu da biziz. Ama ne olursa olsun ant olsun ki gelecek bir gün gelecek, Selahattin’in, Fatih’in torunları silkelenecek. Tıpkı Selahattin’in Kudüs’ü, Fatih’in İstanbul’u özgürleştirdiği gibi torunları da Kudüs’ü özgürleştirecektir. Biz görür müyüz bilmem ama eğer Allah’ın dinine yardım etmezsek Allah bizi yok eder ve yerimize Allah’ın dinine yardım edecek yeni insanlar yaratır.Bu böyle biline” ifadelerini kullandı.
“BUGÜN KUDÜS, YARIN SIRA İSTANBUL’DADIR”
Tatlı sözlerini şöyle sürdürdü, “Kudüs; Filistin davası değil, kıble davasıdır. Kudüs, her mümin kulun önünde bir sınav kâğıdıdır. Kudüs, Mekke’dir. Kudüs, Medine’dir. Kudüs İstanbul’dur. Kudüs, şehir değildir. O; dindir, imandır, davadır. Kudüs özgür olmadıkça, tüm şehirler tutsaktır. Ey ilk kıblemiz! Sana rahat yoksa bizlere de yok! Ey Müslüman! Kudüs özgürleşmeden, özgürüm deme! Kudüs onurdur! Öyleyse, onurunu çiğnetme! Mescid-i Aksa izzet, namus ve şereftir, haysiyettir. Mescid-i Aksa imandır, hayattır ve candır. Bu böyle bilinmelidir. Unutmayalım ki bu olay apaçık bir haçlı seferidir! Ya haçlı seferi ile birlikteyiz ya da onun karşısındayız. Herkes tarafını belli etsin. Zulmün olduğu yerde tarafsızlık varsa bu namussuzluktur. Bugün Kudüs yarın sıra İstanbul’dadır. Onun için diyoruz ki mazlumlar ayağa kalkmadıkça, zalimler diz çökmez. Biz ayağa kalkıp haykırmak zorundayız. Kudüs’teki zulme susan dil, imanlı bir kalbe tercüman olmaz! Ya dil yalandadır ya da kalpte iman yoktur! Şaire demişler sen şairsin elindeki bu taş ne? Şair demiş ki; şair aşka boyun eğer, zulme değil. Eğer ki Peygamberlerin göğe yükseldiği yere sahip çıkamıyorsak bari biz yerin dibine girelim! Kudüs bizleri çağırıyor. Aksa bizleri çağırıyor. Bizlere yüreğinde Kudüs sevdası büyüten anneler lazım. Ve rüyasında özgür Kudüs düşü gören yiğitler lazım. Selam olsun sana ey Şeyh Ahmet Yasin, selam olsun sana ey Kudüs, selam olsun sana ey ilk kıblemiz, selam olsun sana ey Filistinli genç, selam olsun sana ey Filistinli analar, selam olsun sana ey Filistinli babalar, selam olsun sana ey Selahattin Eyyubi, selam olsun sana ey Kur’an-ı Kerim’in övdüğü bereketli topraklar… Allah’ın selamı üzerinize olsun. Bugün burada yaptığımız gibi İnegöl’deki 30 sivil toplum kuruluşu olarak 10 Aralık Pazar günü ise saat 14.00’da İnegöl Belediyesi önünde toplanıp Heykel önüne kadar yürüyüş yapacağız. Kadın-erkek, çoluk-çocuk olarak hepiniz ve herkesi bekliyoruz”