Bağımlılık ve zararlı alışkanlıklar ile alakalı farkındalık çalışmalarını sürdüren Saadet Partili gençler, ellerindeki pankartlarla vatandaşlara mesaj verdi.
Sani Konukoğlu Camii önünde düzenlenen etkinlik yaklaşık otuz dakika sürdü.
Farkındalık çalışması hakkında açıklamalarda bulunan Saadet Partisi İnegöl Gençlik Kolları Teşkilat Başkanı Metin Çamlıdere, “Ülkemizde Bağımlılık ve zararlı alışkanlıklar ile alakalı farkındalık çalışmaları yapılarak bunlara karşı mücadele verilmektedir. Bizler de İnegöl Saadet Partisi Gençlik Kolları olarak, “Önce Ahlak ve Maneviyat” ilkemiz gereği, gençliğimizi madde, alkol ve teknoloji bağımlılığından ve zararlı alışkanların pençesinden kurtarmak ve onlara kendi değerlerimize bağlı olmayı ve bu değerlere bağlı kalarak bir yaşam sürdürmelerini öğütlüyor ve öğretiyoruz. Türkiye uyuşturucu, sigara, alkol ve benzeri zararlı maddelere erişimin en kolay olduğu ülkeler arasındadır ve erişim son yıllarda daha da kolaylaşmıştır. Anne babaların aleni sigara içmesi, çocukların bunu bir adım öteye taşıyarak uyuşturucu kullanmaya başlamasını etkilemektedir. Sigara üretiminde dünyada 7. Sırada yer alan ülkemiz, 2.72 milyar dolar ekonomik kayba uğramakta ve 110 bin insanını zamansız ve erken toprağa vermektedir. Asıl alkol bağımlılığın üniversite yıllarında aileden ve koruyucu çevreden uzakta başladığı ve sonrasında da devam ettiği anlaşılmaktadır. Eğitim sürecinde stresli olan ve aşırı sorumluluk yüklenen gençlerin, eğitimli olmalarının aksine eğitimsiz gençlere göre daha çok alkole eğilim gösterdikleri araştırmalar sonucu anlaşılmaktadır”
“Yeni anayasa çalışmalarının gündemde olduğu bugünlerde mevcut anayasaya baktığımızda 58. maddenin ikinci kısmındaki ödevler; alkolizm, uyuşturucu bağımlılığı, suçluluk, kumar gibi temelde bazı olumsuz durumlardan gençlerin korunması noktasında ilk başta makul sayılabilecek bir içeriğe yer vermiştir. Ancak bugün 1982 Anayasasında en çok ihlal edilen düzenleme olarak göze çarpmaktadır. Özellikle iddia, spor toto, at yarışı, milli piyango gibi kumar benzeri kötü alışkanlıkların devlet eliyle organize edilmesi, teşviki ve devletin kazanç sağlaması karşısında devlete böyle bir ödevin verilmiş olması büyük bir tezattır. Anayasa maddesinde geçen “alkol düşkünlüğünden koruma” ifadesi ile alkol tüketiminin düşkünlüğe varmayan boyutu anayasal açıdan serbest bırakılmış olup madde kendi içinde çelişmektedir. Alkol tüketiminin azı ile başlayan durum sorunlu görülmezken düşkünlük haline gelme halinde devletin gençliği korunması ödevi devreye girmektedir. Ancak düşkünlük boyutuna vardıktan sonra gençliğin korunmasından değil tedavisinden bahsedilebilir. Dolayısı ile alkol boyutundaki bu düzenleme oldukça sorunludur. Devletin uyuşturucu maddeler konusundaki görevi gençliği sonuçlardan koruyarak izole etmek değil; üretimi, ticareti, sevkiyatı, dış destekleri gibi sebeplerin ve kaynakların kendisiyle mücadele ederek toplumun tümünü ilgilendiren bu illetten kurtarmaktır. Görülüyor ki; anayasadaki gençlerin zararlı alışkanlıklardan korunması ile ilgili maddeler, zararlı alışkanlarla mücadele noktasında yetersiz kalmaktadır. Yeni anayasada ve kanunlarda gençlerle ilgili olası maddelerde gençlerin korunması değil, kendine özgü durumlarının kabulü ile gençliğin manevi olarak güçlendirilmesi yaklaşımının geçerli olması daha uygun olacaktır. Bu amaçla devletin, gençlerin gelişimini, toplumsal ve siyasal yaşama aktif ve eşit biçimde katılmasını sağlayacak çalışmaları yürütmesi ve desteklemesi yönünde olumlu tüm önlemleri alacağına dair bir düzenleme daha uygun gözükmektedir. Basın açıklamamıza burada son verirken, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 58. Maddesinde yer alan “…Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır” ilkesi gereği hükümeti ve yetkili organları Anayasanın gereklerini yapmaya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.
HABER: Serhat ÇİÇEK