Medicana International Ankara Hastanesinden yapılan açıklamaya göre, rozase, en sık görülen cilt hastalıkları arasında yer alıyor.
Yüzün merkezinde yer alan alın, burun, çene ve yanakları etkileyen, kızarıklık, kılcal damarlarda artış, sivilcelenme, deride kabalaşma ve ödeme neden olabilen rozase, genellikle 30 yaşından sonra ortaya çıkıyor.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Medicana International Ankara Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Gülşah Koçak Kurt, halk arasında gülleme ya da gül hastalığı olarak bilinen rozasenin kadınlarda ve açık tenlilerde daha sık görüldüğünü bildirdi. Hastalığın nedeninin tam olarak anlaşılamadığını vurgulayan Kurt, genetik yatkınlık ve sistemik hastalıkların rozase hastalığının gelişiminde etkili olduğuna kaydetti. Kurt, hastaların en çok süresi ve sıklığı giderek artan sıcaklık hissi ve kızarıklık ataklarından şikayet ettiğini aktardı.
Rozase hastalığının çevresel etkenlere bağlı olarak tetiklenebileceğine dikkati çeken Kurt, “Ultraviyole ışınları, sıcak-soğuk hava, sıcak içecekler, baharatlı yiyecekler, rüzgar, egzersiz, alkol tüketimi ve stres hastalığı tetikliyor. Derinin dış çevreye karşı bariyer oluşturmasına yardımcı olan doğal bağışıklık sistemindeki düzensizlik, hastalığın gelişiminde önemli bir diğer nedendir.” değerlendirmesinde bulundu.
Kurt, hasta eğitimi, ilaç dışı tedaviler, ilaç tedavileri, lazer-ışık sistemleri ve cerrahi müdahalelerle rozase hastalığının kontrol altına alınabileceğine işaret etti.
İlaç tedavilerinin hafif olgularda krem ve jellerle, şiddetli olgularda ise ağız yoluyla alınan ilaçlarla yapıldığı bilgisini veren Kurt, tedavi yöntemlerine ilişkin şunları kaydetti:
“Kızarıklığın azaltılması ve kılcal damarların yok edilmesi için çeşitli lazer tedavileri ve yoğun atımlı ışık sistemleri etkili olabilmektedir. Ayrıca, kızarıklığı azaltmak için botoks enjeksiyonları yapılabilmektedir. Erkek hastalarda daha sık görülen, burunda şekil bozukluğu durumunda cerrahi tedavi uygulanabilir. Erken teşhis ile rozase hastalarının yaşam kalitesi artırılabilir.”
Hastalığın zaman zaman alevlendiğini belirten Kurt, şu ifadeleri kullandı:
“Tetikleyiciler belirlenip tedavi kişiselleştirilmelidir. Tedaviyle semptomları hafifletmek ve hastalığı kontrol altına almak için uzun süreli takip gereklidir. Hastaların deri bariyeri bozulduğu için uygun olmayan kozmetik ürün kullanılması durumunda hassasiyet ve tahrişe yatkınlık gelişebilir. Dermatoloji hekiminin önerisiyle temizleme, nemlendirme ve güneşten koruma adımları, uygun ürünlerle yapılmalıdır. Rozase hastalığı, göz tutulumu yapabilir. Hastalık, gözde sulanma, kızarıklık, yabancı cisim hissi, kuruluk ve kaşıntı gibi şikayetlere olabilir. Bu hastaların periyodik göz muayenesi olması önem taşıyor.”