Doç. Dr. Karaca, sıcak yaz günlerinde güneş gözlüğü kullanmadan güneş altında uzun vakit geçirmenin göz sağlığını riske attığını söyledi.
Güneş gözlüğünün sıklıkla aksesuar olarak tercih edildiğine ancak aslında göz sağlığını korumada çok değerli bir araç olduğuna dikkati çeken Karaca, şunları kaydetti:
“Güneş gözlüğü öncelikle ultraviyole ışınlarından gözümüzü korur. Göz çevresini kapattığı için erken yaşlanmayı önler ve kanser riskini azaltır. Ayrıca göz kuruluğu olan hastalarda kuruluğu azaltarak alerjen ve tozlu maddelerin göze ulaşmasını engeller. Bu nedenle yaz kış demeden tüm yıl boyunca yetişkin ve çocuklarda güneş gözlüğü kullanımını mutlaka öneriyoruz.”
Güneş gözlüğü kullanılmadığında oluşabilecek sorunlara değinen Karaca, “Güneş gözlüğü göze ultraviyole ışınlarının ulaşması engellediğinden, güneş gözlüğü kullanmadığımız takdirde katarakt ve sarı nokta hastalığı gelişimi hızlanabilir. Göz çevresindeki cildi etkileyerek kanser riskini arttırıp erken yaşlanmaya sebep olabilir.” ifadelerini kullandı.
Karaca, gözlük camının rengi ile koruyuculuğunun bağlantılı olmadığını belirterek, şöyle devam etti:
“Güneş gözlüğünün koruyuculuğu, ultraviyole ışınlarını ne oranda engellediğiyle ölçülür. Bu nedenle güneş gözlüklerinde bulunan ‘Ultraviyole ışınından koruyucu’ etiketinin mutlaka kontrol edilmesi gerekir. Etikette ultraviyole 200, 400, 600 gibi ifadeler yer alır. Renkler ise çeşitli amaçlara göre tasarlanmıştır. Mesela gri lensler doğal ışığı daha daha az bozarken, kahverengi ve pembe renkli güneş gözlükleri kontrastı arttırır. Bu renkteki gözlükler genellikle deniz kenarında tercih edilir ve kayakçılar da bu renkleri kullanır.”
Gözlük çerçevesi ve boyutlarının da önemine işaret eden Karaca, “Çünkü ultraviyole ışınları yanlardan, yukarıdan, aşağıdan gelebiliyor. O nedenle gözü tam kapatan bir güneş gözlüğü öneriyoruz.” ifadelerini kullandı.
Güneş ışınlarına uzun süre maruz kalınmasının korneada hasar oluşturabildiğini ve bu rahatsızlığın “kornea yanığı” olarak adlandırıldığını aktaran Karaca, güneş ışınlarına maruz kaldıktan sonra gözde şiddetli ağrı ve batma yaşanabildiğini söyledi.
Karaca, tedavide gecikilmesi durumunda kalıcı görme kaybı yaşanabileceğini vurgulayarak, “Güneşe bağlı kimyasal kornea yanığında uzun süreli batmalar, kızarıklıklar, ağrılar, iş gücü kaybı gibi şikayetler ortaya çıkabilir. Bu hasarlar kalıcı olabilir. Bu nedenle mutlaka güneş altında uzun süre çalışan işçiler, güneş gözlüğü kullanmalıdır. Eğer güneş gözlüğü yetersiz kalıyorsa mutlaka geniş siperlikli şapkayla güneş gözlüğünün desteklenmesi gerekir.” dedi.
Ayrıca güneş gözlüğünün güvenilir yerlerden temin edilmesi gerektiğini dile getiren Karaca, sözlerini şöyle tamamladı:
“Ultraviyole ışınlarını engellemeyen sahte güneş gözlükleri gözünüze daha çok zarar verebilir. Koyu cam arkasında göz bebeğimiz büyümekte ve daha fazla ışığa maruz kalmakta, zararlı ultraviyole ışınları büyümüş bir göz bebeğinden daha fazla içeriye girerek lensimize, retinamıza, korneamıza hasar verebilir. Bu nedenle mutlaka CE belgesi olan ultraviyole ışınından yüzde yüz koruduğunu bildiğimiz, güvenilir bir optik mağazasından alınmış güneş gözlüklerini tercih edin.”