Sağlıklı Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğünde görevli diyetisyen Melek Atabey, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dengeli ve yeterli beslenmenin sağlıklı ve doğru beslenmenin temeli olduğunu söyledi.
Doğru beslenmenin bir davranış biçimi olması gerektiğinin altını çizen Atabey, özellikle bayram gibi özel günlerde de sağlığın korunması için özenli hareket edilmesinin önemini vurguladı.
Atabey, bayramların manevi olarak büyük anlam taşıdığını ve tüm ailenin bir araya geldiği, özenle hazırlanan sofralarda buluşulan özel günler olduğunu ifade etti.
Kurban Bayramı süresince sağlıklı beslenmenin temel prensiplerine, yiyecek seçimine, porsiyon kontrolüne ve besin gruplarının dengeli dağılımına dikkat edilmesi gerektiğine işaret eden Atabey, özellikle aşırı et ve tatlı tüketiminden kaçınılmasını tavsiye etti.
Atabey, “Kalp damar, diyabet, hipertansiyon ve böbrek gibi kronik hastalığı olan kişilerin bayramda et tüketiminde porsiyon kontrolüne özen göstermeleri gerekiyor.” diye konuştu.
Tüm besinlerden yeterli miktarda yenilmesinin sağlığın korunması için önemli olduğunu vurgulayan Atabey, şunları kaydetti:
“Bu özel günlerde tek çeşit besinlere ağırlık vermek yerine, öğünlerde beş ayrı gruptan besinlerin tüketilmesi sağlıklı ve dengeli seçimler için gereklidir. Bu besin grupları, süt ve süt ürünleri, et-yumurta-kuru baklagiller (nohut, mercimek, fasulye) ile yağlı tohumlar (ceviz, fındık, badem gibi besinler), sebze grupları, meyveler, ekmek ve tahıllardan oluşmaktadır. Türkiye Beslenme Rehberi’ne göre, haftada 2,5-3 porsiyon kırmızı veya beyaz et tüketilebilir. Pişmiş kırmızı et ve beyaz etin 80 gramı bir porsiyondur.
Kurban Bayramı’nda öne çıkan yemek kavurmadır. Kavurma, kendi kuyruk yağı ya da başka bir yağ eklemek yerine etin kendi yağıyla, az suyla ve kısık ateşte pişirilerek tüketilmelidir. Et, C ve E vitamini içermediğinden, bir tabak et yemeğinin yanına ızgara sebze ya da salata, birkaç dilim tam buğday ekmeği ve bir bardak ayran ya da bir kase yoğurt yenilmesi dengeli bir öğündür.”
Etin bileşiminde protein, yağ, mineraller ve vitaminler bulunduğuna da işaret eden Atabey, “İyi kalite protein içerdiği ve protein oranı yüksek olduğu için en önemli protein kaynaklarımızdan biridir. Protein ve yağın etteki oranı etin yağlı ve yağsız oluşuna göre değişir. Kırmızı et; iyi kalite hayvansal protein olması yanı sıra demir, çinko, fosfor, magnezyum mineralleri ile B12, B6, B1 ve A vitaminlerini içermektedir. Etin, iyi kalite protein kaynağı olması nedeniyle özellikle protein gereksiniminin arttığı, hızlı büyümenin olduğu bebeklik, çocukluk, gebelik ve emziklilik dönemlerinde beslenmede mutlaka yer alması önemlidir.” bilgisini paylaştı.
Atabey, bayram günü kesilen hayvan etinin de kuralına uygun şekilde tüketilmesi gerektiğini ifade ederek “Etin sindirimi zordur, mide ve bağırsaklarında problemi olanlara önerimiz, kesilir kesilmez etin tüketilmemesi olacaktır. Çünkü yeni kesilmiş hayvanların etlerinde sertlik olur. Bu hem pişirmede hem de sindirimde zorluk yaratır. Bu nedenle mide rahatsızlıkları çeken bireyler eti, 24 saat uygun bekleme koşullarında dinlendirdikten sonra tüketmelidir.” dedi.
Kurban etlerinin, büyük parçalar şeklinde değil, birer yemeklik olacak şekilde küçük parçalara ayrılarak buzdolabı poşetine veya yağlı kağıda sarılarak buzdolabının buzluk kısmında veya derin dondurucuda saklanabileceğini anlatan Atabey, “Bu şekilde hazırlanan etler, buzlukta -2 derecede birkaç hafta, -18 derece derin dondurucuda ise 3-4 ay süreyle saklanabilir.” ifadesini kullandı.
Genel olarak sakatat tüketiminin de Kurban Bayramı’nda arttığına işaret eden Atabey, kolesterol yüksekliği olanlar ile kalp damar hastalığı riski taşıyan kişilerin sakatat tüketimini sınırlandırmaları gerektiğini dile getirdi.