Atatürkçü Düşünce Derneği İnegöl Şubesi tarafından geçtiğimiz Cumartesi günü gerçekleştirilen panele katılan Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Tansel Çölaşan, Başkanlık Sistemi ile ilgili açıklamalarda bulunarak, vatandaşların bu konuya tepki göstermesini istedi.
Atatürkçü Düşünce Derneği İnegöl Şubesi tarafından geçtiğimiz Cumartesi günü Hotel Angelacoma’da düzenlenen ve ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan ile Tarihçi, Araştırmacı Yazar Sinan Meydan’ın konuşmacı olduğu“Atatürk ve Cumhuriyet” konulu söyleşiye CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, CHP İlçe Başkanı Halil Büyükışıklar, ADD İnegöl Şube Başkanı Birol Atay ve yönetim kurulu üyeleri ile davetliler katıldı.
GERÇEK KURTULUŞ ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCEDEDİR
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından programın açılış konuşmasını yapan ADD İnegöl Şube Başkanı Birol Atay, “Değerli misafirlerimiz ülkemiz de 15 Temmuz akşamı FETÖ örgütü ve dış güçlerin desteği ile alçakça, kalleşçe yapılan bir darbe girişimi yaşadık. Bu darbe Atatürk’e, Cumhuriyete, demokrasiye ve halkın oyları ile seçilmiş milletvekillerinin oluşturduğu Türkiye Büyük Millet Meclisine yapıldı. Başta halkımız olmak üzere Atatürkçü ve Cumhuriyetçi subay-astsubayların sayesinde bu girişim engellendi. Engelleme sırasında şehit olan halkımıza, güvenlik güçlerimize Allah’tan rahmet diliyor şükranlarımızı sunuyoruz. Yaralanan vatandaşlarımıza ve gazilerimize de şifalar diliyoruz. Askeri ve sivil bütün darbelere ve darbe girişimlerine karşıyız. Bugün ülkemizde tarikatlar ve onlara bağlı cemaatler Türk Silahlı Kuvvetlerinde, siyasette, ticarette, eğitimde, hukukta ve sağlıkta kendilerine güçlü yer edinmişlerdir. Atatürk’ün yolundan, Ulus Devlet anlayışından uzaklaşan, laik, bilimsel eğitimden vazgeçen bugüne kadar iktidar olan tüm siyasi partiler gelinen bu noktanın en büyük suç ortağıdır. Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk bugünleri daha o zamanlarda görerek; ‘Efendiler ve Ey Millet iyi biliniz ki; Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar ülkesi olamaz’ sözünün gelinen bu noktada ne kadar anlamlı olduğunu görüyoruz. Siyasi iktidar 15 Temmuz’un ülkemiz için gerçekten bir dönüm noktası olmasını istiyorsa; gerçek kurtuluşun Atatürkçü düşüncede olduğunu söylemeli, Cumhuriyet devrimlerine sarılmalı, FETÖ ve tüm tarikatların siyasi kadroları siyaset dışına itilmeli, suçlular cezalandırılmalıdır. Tüm tarikatların ve cemaatlerin ekonomik kaynakları ellerinden alınmalıdır Öğrencilerin konakladığı tüm cemaat ve vakıf yurtları Yurtkur’a devredilmelidir” dedi.
HUKUK VE ADALETE SAHİP ÇIKAMADIK
CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal ise, “Atatürk; benim fikirlerimi alın, büyütün geliştirin demiştir. Sosyal devlet, hukuk, adalet demiş. Bugün en çok ihtiyacımız olan hukuk ve adalete sahip çıkamadık. Gericilere, emperyalistlere karşı koruyamıyoruz. 15 Temmuz gecesi FETÖ terör örgütü tarafından benim kontrollü darbe dediğim meseleyi aktarmak isterim; 1980’den bu yana bu ülkeyi Atatürksüzleştirme, hukuk dışına taşıma, adaletsizleştirme yani tek adam iktidarına, başkanlık meselesi üzerinden gerici, kalkınmacı faşist bir anlayışa mahkum etmeye çalışan bir anlayış, yavaş yavaş palazlanıyor” şeklinde konuştu.
CUMHURİYET BİR AYDINLANMADIR
Atatürk ve Cumhuriyet konusunda sunum yapan ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan, sunumunda hükümete ve AK Partiye yüklendi.Cumhuriyeti tanımanın gerektiğini ifade eden Çölaşan, “Atatürk’ün kurmuş olduğu bu cumhuriyet aslında bir aydınlanmadır. Kurtuluş Savaşı sırasında antiemperyalist ve bağımsızlıkçı niteliktedir. Atatürk ne der? Benim karakterim bağımsızlıktır. Demokratik devrimleri yapmıştır. Tüm bunları laiklik ilkesiyle yapmıştır. Cemaatlerin toplum üzerinde devletin özellikle yapılanması üzerinde o yapılanmayı kırmadan vicdanlarda yer alması gereken ve korunacak olan bu din ve devlet işlerinin cemaatler tarafından biata dönüştürülerek hem toplumu hemde devletin yapılanmasını bozmasına engel olan bir laiklik çizgimiz var. İslam’ı laiklik sayesinde demokrasi ile uzlaştığını, İslam’ı demokrasiyi yaşatabildiğini gördük. Laiklik ilkesi sayesinde demokrasi kötü de işlese, bireylerin vicdanlarında oturmuşuz. Çağdaş kültürü yaşıyoruz. Cumhuriyet bir aydınlanma, topyekûn kalkınmadır” diye konuştu.
“ARAP BAHARI İLE MÜSLÜMANLARI ADAM ETMEK İSTEDİLER”
Amerika’nın 1950’li yıllarda çelişkili kapitalisti büyüterek her türlü emperyalist davranışları gerçekleştirdiğini aktaran Çölaşan, “Sonrasında Rusya yıkıldı gitti. Yine bir düşman bulmak lazımdı. Bakın Tayyip de aynısını yapıyor. Hep bir düşman bulup yıkıyor. Dikkat edin emperyalizm ve onun taşeronları hep aynı. 2002’den sonra da doğrudan doğruya dış politikası olan bir görüş ortaya atıldı. Hristiyanlık-Müslümanlık arasındaki çatışma kapsamında Arap baharı ile Müslümanları adam etmek istediler. Bunun sonucunda orta doğuya BOP projesini getirdiler. Proje kapsamında yeni bir İsrail ve Kürdistan’ı hayata geçirmek istiyorlar. Türkiye’ye AK Partiyi hediye etti. 2002 iktidarı geldikten sonra da yaşadıklarımız hepimizin malumudur” dedi.
FETÖ VE PKK BOP’A HİZMET EDİYOR
Erdoğan’ın FETÖ’cü yapılanma ile birlikte yaşadığını ileri süren Çölaşan, “14 yıl birlikte aynı menzile gideceğiz diye kendilerine her türlü yardımı yaptık ama onlar meğer bizi yıkmak istemiş diye bir yorumu var o’nun. Birlikte yıkarlarken hep beraberlerdi. Birlikte yargı ele geçirildi. Neden bir günde FETÖ mensupları tespit edip ihraç ettiler. Çünkü hepsini kendileri atadılar. Yenikapı ruhu falan aldatmaca. Hepimiz çıktık meydana ama bunların hepsi oyun. Bu oyunlara gelmememiz lazım. FETÖ, PKK ile beraber arkası Amerika CİA tarafından Türkiye’nin Amerika’nın BOP projesi için yıkılması amaçlı, iki yapılanmadır. Burası hukuk devleti. Açarsın soruşturmanı, soruşturmanın yolu yüce divan gider. 14 yıllık süre içerisinde Bakanlar Kurulundaki bütün sorumluların yüce divana gitmesi doğaldır” ifadelerini kullandı.
ORDUNUN TAMAMI MI DARBE GİRİŞİMİ YAPTI?
OHAL’i de eleştiren Çölaşan, “Canım istediği gibi yaşarım, istediğimi yaparım anlamına gelmez. Parlamenter sistemin içinde anayasal bir durumdur OHAL. Ordunun tümünü sıfırladılar. Tamamı mı darbe girişimi yaptı? O orduda var olan Atatürkçülüğünü ispatlamış olan, demokrasiye saygılı olan subaylar darbeyi engelledi” dedi.
HATANIN NERESİNDEN DÖNÜLÜRSE KÂRDIR
Fırat Kalkanı kapsamında Suriye’nin çeşitli noktalarına Türk ordusunun operasyonlar düzenlemesi ile Gaziantep civarlarında canlı bombaların patlatıldığını ifade eden Çölaşan, “Şimdi Amerika bizi Musul ve Rakka’ya sokuyor. Hatanın nerden dönülürse kardır. Türkiye savaşın içine her an düşebilecek bir noktada. Size öneriyorum; 24 Nisan’da Ankara’da peşpeşe patladığında halkı sokağa çıkarmak için yürüyüş yaptık. 70 bin üyemiz olmasına rağmen 2 bin kişi katıldı. Başkanlık seçimi nihayet olarak gelecek. Bizim yan yana gelmemiz lazım. Biz çağırdığımız zaman gelin. Konuşa konuşa gidersek ne çocuklarınız ne torunlarınız bir Türkiye görmeyecek. Mesela başkanlık sistemini meclise yeniden taslak diye getirdikleri gün, buradan ilan ediyorum; tüm Türk halkı meclisin önüne gelsin ‘hayır’ desin. Bakın o zaman ne oluyor. Bunu yaptığımız zaman kazanacağız” açıklamalarında bulundu.