Merzifon Atatürk Bilim ve Sanat Merkezinde (BİLSEM) öğretmenlik yapan Şen, yaklaşık 4 ay önce evinin önünde bulduğu sahipsiz yaralı köpeği veterinere götürerek tedavi ettirdi.
“Pamuk” adı verilen köpek, idarenin de izniyle, çocuklara hayvan sevgisinin aşılanması amacıyla merkezde beslenmeye başlandı. Pamuk, öğrencilerin zaman zaman derslerine de eşlik ediyor.
Egemen Umut Şen, AA muhabirine, bir sabah duyduğu ses üzerine evinin penceresinden baktığında yerde yatan köpeği gördüğünü ve yanına gittiğini anlattı.
Çağırdığı veterinerin, bacaklarında kırık olabileceğini söylemesi üzerine köpeği kliniğe götürdüğünü belirten Şen, “Röntgen çekilince ayak bileği ve kalçasında kırıklar olduğu fark edildi. Ayağa kalkamayacağından, sakat kalacağından korktuk. Hekimimizin ilgisi sayesinde 2 aylık süreç sonunda ayağa kalktı.” dedi.
İyileşince tekrar sokağa bırakmak istemediği köpekle arasında duygusal bağ oluştuğunu dile getiren Şen, bunun üzerine köpeği merkeze götürdüğünü ifade etti.
Pamuk ile öğrenciler arasında da çok güzel bir bağ kurulduğuna, öğrencilerin onunla vakit geçirmekten büyük keyif aldığına işaret eden Şen, “Çocuklarımız açısından da sosyal sorumluluk projesi olacağını düşündük. Sonrasında Pamuk’a bir ev yapmak istedik. Okulumuzda bulunan atık malzemelerden personelimizle kulübe yaptık. Kulübesine çok alıştı, seviyor. Çocuklarla da arası çok iyi. Çocukları seviyor, çocuklar da onu çok seviyor. Kurumumuz artık Pamuk’un evi oldu.” diye konuştu.
Sağ ön bacağını aktif olarak kullanamayan Pamuk sayesinde, öğrencilerin hayvanlara bakışının değiştiğini vurgulayan Şen, şunları kaydetti:
“Bu şekilde hayvanlara temas eden çocuklar, bir süre sonra hayvanlarla yaşamaya başlıyor. Onların bir hayvan sahiplendiklerini, evlerine aldıklarını görebiliyorum. Hayvanlar stresi alıyor, pozitif enerji veriyor ve merhameti yüklüyor. Onlara temas ettiklerinde, yardım eli uzattıklarında etrafa karşı daha merhametli oluyorlar. Onların da bir hayatı olduğunu, canı olduğunu, karnını doyurmak ve sevilmek gibi ihtiyaçları olduğunu göz önüne alıyorlar ve o şekilde yaklaşıyorlar.”