Ramazan Bayramı öncesi Federasyon olarak Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç ile görüştüklerini ifade eden İnegöl Ahıska Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Mehmet Taş, sorunlarının çözümü noktasında umutlu olduklarını söyledi. Mehmet Taş, “Umudumuz var fakat ötelenmesi bizi üzüyor” dedi.
Ramazan Bayramı öncesi Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ı ziyaret ederek Ahıskalıların sorun ve sıkıntılarını görüştü. Gerçekleştirilen görüşmenin olumlu bir havada geçtiğini belirten Taş, vatandaşlık konusunda umutlu olduklarını ifade etti.
İŞLEMEYEN YASA VAR
Hükümet yetkilileri ile Ahıskalıların sorun ve sıkıntıları hakkındaki görüşmelerini sürdürdüklerini belirterek konuşmasına başlayan İnegöl Ahıska Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Mehmet Taş, “En son bayrama 1 hafta kala Anayasa Mahkemesi Başkanı Sayın Haşim Kılıç ile bir görüşme yaptık. Federasyon Genel Sekreterimiz ve 5-6 derken başkanımız eşliğinde kendisi ile iyi bir görüşme yaptık. Yaşadığımız sorun ve sıkıntıları anlattık. O da Ahıskalıların yaşadığı bu sıkıntılara üzüldüğünü belirterek, ‘Sakın ola sorunlarınız gecikiyor veya gündem değişiyor ve sizin konularınız erteleniyor diye kendinizi dışlanmış hissetmeyin, kendinizi ikinci sınıf insan olarak hissetmeyin. Siz bu ülkenin değerisiniz, siz bu ülkenin asil evlatlarısınız’ dedi. Bizim için çıkartılmış olan 35 ve 38 sayılı olan Ahıskalıların iskân ve göçü ile alakalı rahmetli Turgut Özal’ın çıkardığı yasa vardı. Bununla alakalı 92 yılında Iğdır’a 148 aile yerleştirildi ve bir daha bu yasa işletilmedi. Halen yasa var ama işletilmiyor. Bununla alakalı kendisi ile istişare yaptık. Bize güzel bir yol gösterdi. ‘Bu konuda bir yasanız varsa o yasadan faydalanmanız gerekiyor. 35 ve 38 sayılı yasaya istinaden vatandaşlık için müracaat edin, gelen ret cevaplarını bize getirin, biz de kanuni olarak nasıl bir yaptırım yapabiliriz ona bakalım’ dedi. Çözülmeyecek hiçbir sorunumuzun olmadığını belirtti” dedi.
SANAYİDE VASIFSIZ ÇALIŞAN DOKTORLAR VAR
Türkiye’nin yurtdışından doktor ithal etmeyi düşündüğünü fakat Ahıskalı doktorların ve beyin cerrahlarının vasıfsız işlerde çıraklık yaptıklarını belirten hatırlatan Taş, “Neden? Denklik alamadığı için. Bunlar dili dilimizden, dini dinimizden, kültürü kültürümüzden olan insanlar. Özbeöz Türk olan insanlar. Bu doktorlar, hemşireler, mühendisler burada dururken neden ülkemiz bunu değerlendirmiyor. Bugünün en önemli konusu budur. Bununla daha çok ilgilenmemiz gerekiyor. Bunlar doktorluk yapmadığı zaman el çabuklukları bitecek, sürekli çalışmaları gerekiyor. Ülkemizde bu tür bir ihtiyaç varken neden değerlendirilmediğini araştıracaklarını, bu konu ile alakalı da yapılabilecekleri değerlendireceğini söyledi. 1 hafta sonra Cumhurbaşkanımız ile görüşmesi olduğunu, bu konu ile ilgili notlarını aldığını ve konuyu kendisi ile de detaylı bir şekilde görüşeceğini söyledi. Güzel ve olumlu bir görüşme geçti” şeklinde konuştu.
YOĞUNLUK VAR
Nisan ayının 10’u ile Haziran ayının 10’u arasında oturma izinlerinin verilmediğini belirten Taş, “Yabancılar Şube’den alınıp Ankara’da Göç Müdürlüğü kuruldu. Onu tamamlayamadılar. O iş uzayınca Yabancılar Şubesi 10 Haziran’dan bu yana tekrar müracaat almaya başladı fakat 2 aylık bir yığılmadan dolayı şuan birçok kişi oturma izni bekliyor. Suriyelilerden dolayı yabancılar şube çok kalabalık. Yani bir Ahıskalı gittiği zaman belki günlerce işini yaptıramıyor. Çünkü yoğunluk var. Bunu da çözeceklerini belirttiler” diye konuştu.
SURİYELİLERE OLAN KOLAYLIK AHISKALILARA YOK
Suriyelilere yapılan kolaylığın kendilerine de yapılması gerektiğini ifade eden Mehmet Taş, “Federasyon ile yaptığımız görüşmelerde bizim bu sene bir umudumuz var. 12. aya kadar müracaatlarını yapın biz gerekeni yapacağız dediler. Vatandaşlık bekleyen insanlarımızın evraklarını vatandaşlık müdürlüğüne teslim ettik. Bu sene inşallah vatandaşlık sorununu da çözmüş olacağız fakat çözmekle de bitmiyor. Benim hep gündeme getirdiğim gibi bu işin kökünden çözümü; buradakilere vatandaşlık vermek, yurtdışındaki Ahıskalılara da çifte vatandaşlık vermektir. Şimdi verdiler, vatandaşlık alındı ama her ay, her gün insanımız geliyor. Şuan Ukrayna’da yaklaşık 2 bin 500 kişinin onlarcası öldü, onlarcasının evi yıkıldı. En son bayrama 1 hafta kala buraya bir aile geldi. Eline valizini almış gelmiş. Her şeyini orada bıraktı. Dünya üzerindeki Ahıskalılar bu tür sorunlarla karşı karşıya. Bugün herkese vatandaşlık verdiğin zaman bütün Ahıskalılar buraya gelecek diye bir şey yok. Kazakistan’da Kırgızistan’da bir sürü Ahıskalı işadamlarımız var bizim. Türkiye ile bu köprüyü de kurmamız gerekiyor. En son Ahıskalı bir işadamımız İnegöl’e 3 milyon TL’lik bir yatırım yaparak devlete okul yaptı. Neden? Burada benim insanım yaşıyor, bura ile benim gönül bağım var diyerek geldi ve İnegöl’e yatırım yaptı. Bunun gibi nicelerini yaptırmamız gerekiyor. Bu ticari bağı kurmamız gerekiyor. Bu tür insanları İnegöl’e bağlamamız gerekiyor. Ticari olarak da katkı yapsınlar fakat bu insanların öncelikli sorunu olan çalışma sorununu çözelim. Ramazan’da bir kardeşimiz kanser hastası olduğu için Bursa Devlet Hastanesi’nde ameliyat oldu. 22 bin TL hesap çıkardılar. 8 bin TL’ye düşürdüler. Kaymakamlığa müracaat ettik ve destek istiyoruz. Şuan halen onkolojide tedavisi devam ediyor. Bunun sosyal güvencesi olsa biz hiçbiri ile uğraşmak zorunda kalmayız. Bireysel olarak sorunları çözmek çözüm olmuyor. Herkes için ayrı ayrı uğraşıyoruz. Problem olduğu zaman Kaymakamlıkta, Valilikte çözmeye çalışıyoruz. Suriyelilerin bütün sağlık giderlerini AFAD karşılıyor. Fark ne diyorum. Mülteci… O zaman bizim Ahıskalılara diyorum ki gidin Suriye’den gelin. Bu ayrışmadan rahatsız oluyoruz biz. Ülkemizin gerçekten böyle çalışkan insanlara ihtiyacı var. İnegöl’de özellikle koltuk sektöründe dikiş ve döşeme bölümünün yüzde 80’i Ahıskalılardan oluşuyor. Düşünün bunları 1 hafta geri çektiğinizi. Sanayi inan olsun felç olur. Bu kadar katmadeğer katarken neden bu insanların sorunları arka plana atılıyor. Bizim anlamadığımız nokta budur. Biz maddi hiçbir beklenti içerisinde değiliz. Biz sadece Türk vatandaşı olduğumuzu bilelim. Amerika’da yaklaşık 18 bin Ahıskalı yaşıyor. İşleri güçleri çok iyi, 2004 yılında Amerika götürdü şuanda hepsinin kendi evleri, kendiişleri var. Maddi durumları çok güzel… Biz sadece pasaportumuzda Türk bayrağı olsun istiyoruz. Türk vatandaşı olmak istiyoruz. Bu insanlar yıllarca vatan hasreti ile yaşadı, sürgünden sürgüne yaşadılar. Umudumuz her zaman var fakat ötelenmesi bizleri rahatsız ediyor. Bu insanlar buraya geldiyse bu insanlara verilecek. 5 yıl sonra nasıl olsa vereceğiz diyorlar ama bu 5 yıl içerisinde bu insanların hiçbir sosyal güvenceleri yok. 5 yıla razılar. Gelin hiç olmazsa çalışma izni verin diyorum. Oturma izni alındığında arkasına çalışamaz kaşesi basıyorlar. O da bizi rahatsız ediyor” açıklamalarında bulundu.