Nilüfer Bursanın Tarihine Işık Tutuyor

Nilüfer Belediyesi, kent belleğine üç önemli kitap daha kazandırdı. İlçenin 44 mahallesinin mercek altına alındığı “Bursa ve İlçeleri Arkeolojik Kültür Envanteri III/Nilüfer İlçesi II. Kitap”, Gölyazı’da Apollonia Antik Kenti’ndeki Nekropol alanındaki kurtarma kazı ve araştırmalardan elde edilen verilerin yer aldığı “Nekropol Kazıları 2016-2017” ile balıkçı ve kayıkçı Apolyontlular’ın geçmişinin yer aldığı “Apolyont’un Sakinleri” kitaplarının tanıtımı, Nilüfer Belediyesi Halk Evi’nde yapıldı. Toplantıda konuşan Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, yerel tarih çalışmalarıyla şehrin kültürüne ve geleceğine büyük katkıda bulunduklarını ifade etti.

Bozbey, Nilüfer Belediyesi olarak, geçen yıl “Odryses’ten Nilüfer’e Uluslararası Nilüfer Sempozyumu” kitabı ile 2015 yılında başlatılan Arkeolojik Kültür Envanteri çalışmaları sonucu elde edilen verilerin yer aldığı “Bursa ve İlçeleri Arkeolojik Kültür Envanteri II/Nilüfer İlçesi I. Kitap”ın ardından Bursa Arkeoloji Müzesi’nin koordinasyonunda, Uludağ Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Mustafa Şahin başkanlığında gerçekleştirilen çalışmalar sonucu şehre önemli üç kitabı daha kazandırmanın gururunu yaşadıklarını belirtti.

Bozbey, “Biz, Nilüfer Belediyesi olarak, tarihimizi gün ışığına çıkarmanın ve bütün dünya insanlarıyla bu zenginliği paylaşmanın heyecanını hep diri tutacağız. Yazılı kaynaklar, geleceğimize bırakabileceğimiz en büyük miraslardır. Bu emanetimiz, gelecek kuşaklarca da sahiplenilirse ne mutlu bize” dedi.

Nilüfer’in yeni konutların olduğu bir kent olmasının yanında, bilimsel araştırmalar sonucu Bursa’nın en eski tarihine sahip bir şehir olduğunu vurgulayan Başkan Mustafa Bozbey, “Akçalar Aktopraklık’ta 8 bin 500 yıl öncesine dayanan bir yerleşim yeri var. Alaaddinbey’de Tepecik höyükleri ve Gölyazı’da Apollonia’nın yanı sıra şehrimizde bugüne kadar bilinmeyen nekropol alanları söz konusu. Nilüfer, artık kültür turizminin adreslerinden biridir” dedi.

Nilüfer Belediyesi olarak, Kültür ve Turizm Bakanlığı izni, Bursa Müze Müdürlüğü ve Uludağ Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Mustafa Şahin danışmanlığında Gölyazı’da yapılan kurtarma kazıları ve araştırmalarına büyük bir heyecanla sahip çıktıklarını söyleyen Başkan Bozbey, kaçak kazı çalışmalarının kültürel varlıklara verdiği zarara da dikkat çekti.

Yapılan çalışmaların, Gölyazı tarihinin 2500 yıl öncesine değil, 2700 yıl öncesine dayandığını ortaya koyduğunu belirten Başkan Bozbey, yeni hedeflerinin, Gölyazı Nekropol Alanı ve Kız Ada’da sürdürülen çalışmalar sırasında elde edilen buluntuları sergileyecekleri Müze Park oluşturmak olduğunu söyledi.

Nilüfer İlçesi Arkeolojik Kültür Envanteri Projesiyle, bölgenin tarih öncesi çağlardan Bizans dönemi sonuna kadar, çok zengin ve köklü bir tarihe sahip olduğunu belgeleriyle ortaya çıkardıklarını belirten Başkan Bozbey, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izni ile Bursa Arkeoloji Müzesi’nin koordinasyonunda, Uludağ Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Mustafa Şahin’in başkanlığında gerçekleştirilen projeye emek veren bütün kurum ve kişilere teşekkür etti. Başkan Mustafa Bozbey, Bursa ve Yunanistan’da yaptığı araştırma ve arşiv çalışmalarıyla kitabın oluşumuna katkı koyan Nilüfer Belediyesi Tarih ve Turizm Bürosu’ndan Eirini Kalogeropoulou Yalçın’a da teşekkür etti.

“Gölyazı yeteri kadar korunmadı”

Doğunun Venedik’i olarak adlandırılan Gölyazı’nın yeteri kadar korunup sahiplenilmediğine de dikkat çeken Başkan Bozbey, “Koruma kültürünün zayıflığının getirmiş olduğu sonuca baktığımızda, birçok eseri orada kaybetmişiz. Bunun dışında da kaybettiklerimiz var. Yıllar önce korunması gereken birçok yapının ya da sonradan yapılan yapıların, tarihi hatırlatacak şekilde yapılmaması sebebiyle kültürel zenginliğimize katkı sağlayacak birçok değerli hazinenin büyük bir kısmını kaybetmişiz. Şimdi, kalanları gün yüzüne çıkarma, mevcudu koruma mücadelesi veriyoruz. Bu, kalan değerleri koruma ve geleceğe aktarma konusunda son derece hassas olduğumuzu gösteriyor” şeklinde konuştu.

Gölyazı’nın, yaşayan göller arasında tek olduğunun altını çizen Başkan Bozbey, bölgede bir yandan koruma mücadelesi verilirken, diğer bir yandan da bölgede yaşayan farklı düşüncedeki insanların tahribat peşinde olduğunu belirtti.