Geçmişi yaşatmak için ant içtik

Atatürkçü Düşünce Derneği’nde gerçekleştirilen basın açıklamasında Ali Darıcı, geçmişi yaşatmak için ant içtiklerini ifade etti.

Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Ali Darıcı, “ Çanakkale’de aslanlar gibi savaşıp, zaferler kazanmamıza rağmen, birlik olduğumuz ülkeler yenilince, faturayı bize kestiler. Mondros Mütarekesi ve Sevr Antlaşmaları ile yurdumuz tamamen elimizden almıyor, vatanımızda hür olarak yaşama hakkımıza son veriliyordu. Türk Milletinin bu durumu kabul etmesi elbette mümkün değildi. 19 Mayıs’ta Samsun’da lideriyle buluşan Anadolu, Mustafa Kemal’in önderliğinde Kurtuluş Savaşını başlattı. Amasya Tamimi, Erzurum Kongresi, Sivas Kongresi ve Meclisin Ankara’da açılışı ile yetki tamamen Mustafa Kemal’e ve Temsil Heyetiyle beraber T.B.M.M.’ine geçti. Doğuda Ermeniler, güneyde Fransızlar yurttan kovulunca tüm güçlerimizi Yunanlılara karşı batıda topladık. Birinci ve ikinci İnönü savaşlarından sonra “hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. Bu satıh tüm vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz” diyen Mustafa Kemal, başkomutanlık savaşı sırasında da ” ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir ileri!” diyerek savaşın kazanılmasında ve ülkenin kurtulmasında büyük görev üstlenmiştir. Bu başarılarından ötürü Mustafa Kemal’e Gazi unvanı ve Mareşal rütbesi verilmiştir. Bu savaşta Atatürk’ün komutanlığında yapıldığı için Başkomutanlık Meydan Muharebesi olarak adlandırıldı. Yunanlılar savaş alanından kaçarken Ege Bölgemizi ve güzel İzmir’imizi yakıp yıktılar. Dünyaya çok kötü bir vahşet örneği sergilediler. Çok sayıda Yunan askeri esir alındı. Yunan Başkomutanı Trikopis bile esirler arasındaydı. 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal’in Samsun’a ayak basmasıyla başlayıp, 9 Eylül 1922’de İzmir’in alınmasıyla son bulan Kurtuluş Savaşı: Dünyaya bir gerçeği öğretmiş oldu. Savaş yalnız top ve tüfekle kazanılmıyor. Yüksek irade, haklı olma inancı ve asil bir ruh gücü. Bunların hepsi hem Mustafa Kemal, hem de Büyük Türk Ulusunda vardı. Bugün de içte ve dışta tehlikeler olmasına rağmen Yüce Türk Ulusu ve Atatürk Gençliği bu tehlikeleri bertaraf edecek onura ve güce sahiptirler. Son zamanlarda şanlı tarihi ile gururlanmaktan haz alamayanlar ya sakatlanıyorlar, ya da sakata yatıyorlar. Ama bu durum Türk Ulusunun gözünden kaçmıyor. Biz Kemalistler ve Yurt Severler geçmişimizi unutmak için değil yaşatmak için ant içtik. Ne mutlu türküm diyene” ifadelerini kullandı.