“Hastaya müdahale etmemize müsaade etmiyorlar”

Acil Servis içinde hastasını muayene etmek isterken, hasta yakınları tarafından sözlü ve fiziki saldırı iddialarının ardından açıklamalarda bulunan Türk Sağlık-Sen Bursa Şubesi Başkanı Sabit Karabayır, “özellikle bıçaklama ve kurşunlama olaylarında psikolojik durumu sıkıntılı arkadaşların yanında gelen alkollü onlarca kişi hastanın başından ayrılmıyorlar. Bizim hastaya müdahale etmemize müsaade etmiyorlar” dedi.

Yayınlama: 14.08.2015
764
A+
A-

Dün sabah saatlerinde gelen bıçaklama olayına müdahale eden Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Harun Altıntaş’a, hasta yakınları tarafından sözlü ve fiziki saldırıya Türk Sağlık-Sen Bursa Şubesi Başkanı Sabit Karabayır, yönetim kurulu ve sendika üyeleri Acil Servis önünde tepki gösterdi.

 

PSİKOPATIN KURŞUNLARINA HASTANE KORİDORLARINDA HEDEF OLDU






Sağlık çalışanlarına yönelik her şiddet olayından sonra sürekli yetkilileri uyardıklarını ifade eden Türk Sağlık-Sen Bursa Şubesi Başkanı Sabit Karabayır, “Gereğini yapın, çalışma ortamlarını güvenli hale getirin demiştik. Hastaneleri ellerinde sopa, bıçak ve silahla basanlara dikkat çekerek felaket geliyor demiştik. Fakat uyarılarımız dikkate alınmadı. Sadece bizim uyarılarımız değil geçmişte yaşananlarda unutulup giderek gereği yapılmadı. 11 Kasım 2005 İstanbul’da Prof. Dr. Göksel Kalaycıoğlu,15 Ocak 2008 Giresun’da Dr. Ali Menekşe,17 Nisan 2012 Gaziantep’te de Dr. Ersin Arslan hastanede görevleri başlarında katledildiler. 29 Mayıs 2015 tarihinde de Samsun’da Dr. Kamil Furtun hunharca hastanede katledildi. Yılın doktoru seçilmişti. Binlerce hastaya şifa dağıtmıştı ama kendini bilmez bir psikopatın kurşunlarına hastane koridorlarında hedef oldu” dedi.

 

NEDEN GÖRMEZDEN GELİRLER?

Her olaydan sonra yapılan uyarıları dikkate almayıp önlem almakta ihmalkar davrananların bu olayın sorumlusu olduğunu belirten Karabayır, “Hayatından endişe ederek hizmet sunan sağlık çalışanlarının, şiddete uğrayanların ve yitip giden canların vebali onlarında üzerindedir. Kendilerine, eş ve çocuklarına güvenlik ordusu ve zırhlı makam araçları tahsisinde tüm imkanları kullanan devlet büyüklerimiz söz konusu sağlık çalışanlarının can güvenliği olunca alınacak tedbirleri ve bu uğurda yapılan uyarıları neden görmezden gelirler? Her fırsatta insanı yaşat ki, devlet yaşasın diyenler, gelinen noktada devletin memurunu yaşatamaz, kamu kurumlarında çalışanların çalıştığı iş yerinde canını koruyamaz durumdadırlar. Hastanelerde; hekiminden hemşiresine ebesinden teknisyen ve teknikerlerine memurundan hizmetlisine kadar bütün sağlık çalışanların güvenli bir çalışma ortamına hasret bırakılmışlardır. Sağlıkta şiddet sloganlarla veya toplantılarla çözülecek bir iş değildir. Buradan soruyoruz: Bunu anlamak için kaç canın daha kurban verilmesi gerekiyor? Sadece 2014 yılında Beyaz Koda 11 binin üstünde şiddet vakası ihbarı bırakılmış. Resmi kayıt bu kadar ise şiddetin ulaştığı vahim boyut kelimelerle anlatılacak düzeyi çoktan geçmiştir. Sorunlara çözüm olmanın ötesinde, hiçbir derde derman olmayan ‘Şiddete Sıfır Tolerans’ sloganı işe yaramamıştır. Hasta sayısı ile övünen bir bakanlık çalışma şartlarını ve iş yükünü artırmış, sözüm ona hasta hakları ve oluşturulan alo 184 şikayet hatları ile çalışanlar, vatandaşa adeta hedef gösterilmiştir. Türk Sağlık-Sen olarak İnegöl Devlet Hastanesi çalışanlarından Dr. Harun Altıntaş ve acil servis personeline yapılan bu şiddeti kınıyor, bunların son olması temennisi ediyoruz” şeklinde konuştu.

 

GEREKEN NEYSE YAPACAĞIZ

Acil Serviste hasta yakınları tarafından yapılan şiddete maruz kalan Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Harun Altıntaş ise, “Acil Servisler 7 gün 24 saat, hatta bütün resmi tatillerde bir saniye olsun kapatılamaz, ihmal edilemez yerler. Ağaçtan, çatıdan düşen, bıçaklanan, vurulan, alkollü, ilaç almış her türlü hasta gelebilir. Biz bunları tedavi etmekle mükellefiz. Biz bunu seve seve yaparız. Yapmakta da sorun yaşamayız. Ama ne yazık ki, özellikle bıçaklama ve kurşunlama olaylarında psikolojik durumu sıkıntılı arkadaşların yanında gelen alkollü onlarca kişi hastanın başından ayrılmıyorlar. Bizim hastaya müdahale etmemize müsaade etmiyorlar. Ve bizi baskı altına alıp, psikolojik travmaya uğratıyorlar. Biz bu şartlarda hastaya faydalı olamıyoruz. Personelle, can güvenliğimiz olmadığı için rahat çalışamıyoruz. İstiyoruz ki, acilde insanlara daha güzel hizmet verelim. Alkol ve ilaç alıp acile gelen insanlar, acile elini kolunu sallayıp giremesinler. Yaralının başında 30-40 tane ne dediğini anlayamadığımız, ne konuştuğunu bilmeyen insanları acilin ortasında görmek istemiyoruz. Biz tehdit edilmek istemiyoruz. Biz can kurtarmaya çalışıyoruz. Ama canımızdan da olmak istemiyoruz. Yaşatmak ve yaşamak istiyoruz. Kesinlikli hukuki açıdan davacı oldum. Maddi ve manevi tazminat için davacı olacağım. Kamu davasına da dönüşmesi için gereken neyse yapacağız” dedi.

 

HABER: Serhat ÇİÇEK



Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

betnis giriş
betnis
yakabet giriş