Hz. Peygamber (S.A.V) Söyleşileri

Uludağ Üniversitesi İnegöl İşletme Fakültesi tarafından geçtiğimiz gün, “Hz. Peygamber (S.A.V) Söyleşileri” programı gerçekleştirildi. Gerçekleştirilen söyleşide açıklamalarda bulunan İnegöl İlçe Müftüsü Kazım Güzel, “Peygamber, Kur’an’ın özetini verir. Bugün dünden daha kârlı olan bir mümin, bir ümmet ister. İslam, insanlığı emniyet ve güvene erdirmek için gelmiştir” dedi.

Yayınlama: 30.11.2017
664
A+
A-

Uludağ Üniversitesi İnegöl İşletme Fakültesi tarafından geçtiğimiz gün, “Hz. Peygamber (S.A.V) Söyleşileri” programı gerçekleştirildi.

 

Söyleşide İlçe Müftüsü Kazım Güzel ‘Yaşayan Kur’an’, İlçe Vaizi Rukiye Narman ‘Eş ve baba’, İlçe Vaizi Sami Kencik, ‘Yetim ve Mazlumların Sığınağı’, diğer bir İlçe Vaizi Dr. Ömer Faruk Atan ise, ‘Devletçiliği ve Arkadaşlığı’ gibi Peygamber efendimizin özelliklerini katılımcılara aktardı.






 

Programda konuşan Uludağ Üniversitesi İnegöl İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İbrahim S. Canbolat, “Bugün Mevlid Kandili ya da Siyer-i Nebi olarak adlandırdığımız, daha önce kutlu doğum olarak adlandırılan bir haftanın başındayız. Bu vesileyle bugün burada sizlerle biraz alternatif biraz da doğal bir toplantı yapalım istedik. Her şey insan için… Peki, insan ne için, kimin için? Bu soru ilk dönemlerden itibaren antik çağdan günümüze kadar tüm düşünürlerin kafa yorduğu bir konu olmuştur. 3 aşamalı bir dönemden bahsediliyor. İnsanlık tarihinde dinin etkili olduğu dönemler, tabiat üstü güçlerin etkili olduğu bir dönem, pozitif bilimin etkili olduğu dönem… Avrupa tarihinde bunları farklı evreler olarak yaşamışlar. Ortaçağ kilisenin, dinin etkili olduğu bir devredir. Bilim reddedilmiş,  sadece tanrı adına kilise var demişler ama gerçekte bakıldığında çok da fazla tanrı iradesine uygun davranılmamış. 16. yüzyıldan itibaren skolastik düşünce reddediliyor ve Rönesans geliyor. Bu sefer ilim geliyor din reddediliyor. Bir ekstremden diğer ekstreme geçiliyor. Ortaçağ’da yanlış algılanan bir din ekseninde dururken bilimle ilgilenenleri dışlamışlar. Rönesans’ta maddi olanın dışındaki her şey reddedildi. Sonra bugünkü Avrupa’ya geldik. İnsanlık tarihine baktığımız zaman insanları bir dönem dindar, bir dönem ilime bir dönem de doğa güçlerine önem veren varlıklar olarak gördüğümüzde insan gerçeğini görürüz. Avrupa şuanda bunun sıkıntılarını yaşıyor. Papa birkaç yıl önce ‘Avrupa tanrı inancını yeniden keşfetmek zorunda’ dedi. Şuanda Avrupa’da aile kurumu ortadan kaybolmuş durumda. Neslin devamı konusunda önemli bir sorunla karşı karşıyalar. Çıkardığımız sonuç şu; insan bilimle, dinle ve maneviyatla vardır” dedi.

 

İlçe Müftüsü Kazım Güzel ise, “Bugün Efendimiz (A.S.)’ın dünyaya teşriflerinin seneyi devriyesi… 1447 yılını idrak ediyoruz. Hz. Peygamber (A.S.)’ın dünyaya teşrifini anlamak onun getirdiklerini anlamakla mümkündür. Hz. Peygamber (A.S.), dini getirmiş. Din demek, kişinin yaratanıyla, yaratanlarla ilişkilerini tanzim eden hakiki izahatlar kanunlarının tümüdür. Cenab-ı Hakk’a, hayatta ne varsa hepsine dayalı bilgi bütünüdür. Hz. Peygamber (A.S.) insanlığa bir kitapla gelmiş, Kur’an-ı Kerim… Hz. Peygamber (A.S.)’ın 35 yaşından 40 yaşına kadar müthiş bir sancı çektiğine şahidiz, insanlık perişan, katliam diz boyu, sömürü had safhada, insanlığın onuru ayaklar altında. Adaletten, kardeşlikten, medenilikten, insanlıktan eser kalmamış. Hz. Peygamber (A.S.), 35-40 yaşlarında ‘Ya Rab! Bu insanlığı kurtaracak bir yol göster’ diye dua etmiş. Kur’an’ın getirdiği ilk esas hikmet ilim, okumak, hayatı onlarla anlamlandırmak. Beşikten mezara kadar ilim, insanın bütününü ilimle kaynaştırmak. Kur’an’ın getirdiği temel esaslardan biri ilim, sonra iman. İman, yaratanlarla, yaradılanlarla ve kendisiyle olan ilişkinin nasıl olacağına karar verme iradesidir. Bu bir köleleşmek değil hürriyetleştirmektir. Ancak Allah’a kulluk etmek ve diğer bütün bağlardan sıyrılmak hürriyetini ilan etmektir. Kulluk, insanın iradesini sonuna kadar hürleştirmektir. Kur’an’ın getirdiği üçüncü yasa barıştır. Hepiniz toptan barışa girin, yaratanla, yaratılanlarla, tüm varlıklarla barışı hayat tarzı olarak benimseyin. Kur’an’ın getirdiği bir başka esas adalettir. Adaleti Kur’an, şahıs için ve bütün insanlık için ortaya koyar ve adaleti parçalamak, bölmek noktasındaki bir haksızlığı reddeder. Adaleti Müslümanların kulluk gereği, Cenab-ı Hakk’ın rızasına erme olarak takdim eder. Kur’an’ın getirdiği bir diğer esas kardeşliktir. Kardeşlik temel ahlak ve hukukunu temel değerlere bağlamaktır. Kur’an, tüm insanlığı adalet, barış ortamında bir kardeşliğe ve bu kardeşliği de belirli hukuki ve ahlaki yasa ve esaslara bağlayan bir yaşam biçimini insanlığa sunar. Kur’an-ı Kerim’in getirdiği bu esasların devamında bir esas da vahdettir. Kur’an’ın bir getirdiği yasa da çalışmak, azim, gayrettir. İki günü birbirine eşit olan aldanmıştır diyen bir Peygamber, Kur’an’ın özetini verir. Bugün dünden daha kârlı olan bir mümin, bir ümmet ister. İslam, insanlığı emniyet ve güvene erdirmek için gelmiştir” ifadelerini kullandı.

 



Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

betnis giriş
betnis
yakabet giriş