Dumlupınar Şehitliği, zaferin 101. yıl dönümünde ziyaretçilerini yeni yüzüyle karşılayacak

Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın, 26 Ağustos 1922’de Afyonkarahisar’daki Kocatepe’de “Büyük Taarruz” emrini vermesiyle başlayan muharebe, 30 Ağustos’ta Kütahya’nın Altıntaş ilçesi Zafertepeçalköy beldesi ile Dumlupınar ilçesinde Türk Ordusunun zaferiyle sonuçlandı.

Özellikle her yıl 26-30 Ağustos Zafer Haftası’nda kalabalık ziyaretçi gruplarının geldiği bölgede yer alan Dumlupınar Şehitliği’nde, Cumhuriyet’in kuruluşunun 100. yılına özel düzenlemeler başlatıldı.

Kültür ve Turizm Bakanlığınca 1992’de yaptırılan Dumlupınar Şehitliği’nin daha işlevsel hale getirilmesi, ziyaretçilerin zafer ruhunu daha iyi idrak edebilmesi için çevresine seyir terası inşa edildi.

30 Ağustos’u konu alan görsel ve bilgilerin bulunduğu bölümün de hazırlandığı şehitlik ile çevresindeki anıtlar ziyaretçilerini, zaferin 101. yıl dönümünde yeni yüzüyle ağırlayacak.

Diorama (önemli olayların ışık oyunlarının da yardımıyla 3 boyutlu modellenmesi) unsurlarının yer alacağı müzenin ise gelecek yıla kadar tamamlanması hedefleniyor.

“Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!”

Kütahya Valisi Ali Çelik, AA muhabirine, Kurtuluş Savaşı’nın kazanıldığı toprakların önem ve değerinin, yeni Türkiye Yüzyılı’nın başlangıcında hem Türkiye’ye hem de dünyaya tekrar anlatılması gerektiğini söyledi.

Dumlupınar’ın Türkiye için önemine işaret eden Çelik, “Bu vatanın kurtulması ve bu toprakları vatan yapmak için kanlarını ve canlarını seve seve feda eden şehitlerimizin kabirleri Dumlupınar’da. Bu toprakların vatan kalması için Anadolu’nun her coğrafyasından canlarını feda eden şehitlerimizin mezarları var burada.” dedi.

Çelik, Büyük Zafer’in kazanıldığı toprakları herkesin görmesi ve manevi atmosferden herkesin faydalanması gerektiğini vurguladı.

Dumlupınar Şehitliği ile çevresinde yapılan çalışmalara değinen Çelik, şöyle devam etti:

“Burası çok değerli. Hem kendimizde hem de gençlerimizde bu değeri ve farkındalığı artırmak için çalışmalar yürütülüyor. Şehitliğimizin görselliğinin, şehitlerimize yakışır şekilde oluşturulmasına kadar birçok çalışma yapıldı. Bu alan, Atatürk’ün ‘Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!’ ifadesini kullandığı, ordulara Yunan askerlerinin denize kadar kovalanması gerektiği emrini verdiği yer. Buranın görselliği ve farkındalığını geliştirmek açısından batıya doğru bir nokta ve İzmir’i hedef alıyor. Burayı görselleştirmek için de bir seyir terası inşa edildi. Güzel bir ambiyans oldu.”

Vali Çelik, seyir terasının girişinde, ünlü yazar Halide Edip Adıvar’ın “Türk’ün Ateşle İmtihanı” kitabından hikayelerin yanı sıra görsellerin yer aldığı alan oluşturduklarını dile getirdi.

Yapımı süren müzeyle ilgili bilgi veren Çelik, şöyle konuştu:

“Şehitliğimizin yapısına uygun Dumlupınar Diorama Müzesi inşaatımız hızla devam ediyor. Mimarisiyle inşallah çok güzel olacak. Müzemizdeki anlatımlarla gelen gençlerimize, ülkemizin vatandaşlarına buradaki yaşanılanları belleklerinde bir kez daha hatırlatmak için güzel bir araç olacak. Bize ait olanı burada sergileyeceğiz. Bunun yanı sıra Dumlupınar’a gelenlerin konaklayabilmeleri için gençlik kampı ve karavan parkları da inşa ediyoruz. Buraya geldiklerinde bu bölgedeki şehitlikleri, anıtları ziyaret ederek buranın maneviyatını hep birlikte hissedebilsinler.”

11 yıl savaş meydanlarında çarpıştıktan sonra Dumlupınar’da oğlunun kollarında şehit oldu

Kütahya’ya 83, Dumlupınar ilçe merkezine 3 kilometre uzaklığındaki Dumlupınar Şehitliği, Kurtuluş Savaşı boyunca tüm cephelerde şehit düşen vatan evlatlarının anısına Kültür ve Turizm Bakanlığınca yaptırılarak Büyük Taarruz’un 70. yıl dönümü olan 30 Ağustos 1992’de törenle ziyarete açıldı.

Şehitlik; Üç Komutan Anıtı, Milisler Anıtı, 500 kişilik sembolik şehit mezarları ve kitabeleri, Şehit Baba-Oğul Anıtı, Mehmetçik Anıtı, namazgah ve şadırvandan oluşuyor.

Şehit Baba-Oğul Anıtı, 1912 yılında oğlu Mehmet 8 yaşında iken Balkan Savaşı’na katılmak için memleketi Konya’nın Beyşehir ilçesi Akçabelen Mahallesi’nden ayrılarak Galiçya, Hicaz, Yemen ve Kafkasya’da 11 yıl cepheden cepheye koşarak çarpışan Çetmili Kara Ali Çavuş ve oğlu Onbaşı Mehmet’in acı hikayesini sembolize ediyor.

Anıtta, Kara Ali Çavuş’un Milli Mücadele başlayınca Doğu Cephesi’nden gelerek Başkomutan Meydan Muharebesi’nde en son 11 yıl önce gördüğü 19 yaşındaki alay sancaktarı oğlu Mehmet Onbaşı’yla karşılaştığı gün onun kollarında 31 Ağustos 1922’de şehit düşmesi anlatılıyor. Mehmet Onbaşı ise 9 Eylül 1922’de İzmir’e giren birliğin başında şehit oldu.

Milli Mücadele dönemindeki şehit sivil vatandaşları sembolize eden Milisler Anıtı, Gazi Mustafa Kemal Paşa, İsmet Paşa ve Fevzi Çakmak anısına yapılan Üç Komutan Anıtı ile süngüsünü takmış düşman üzerine saldırmaya hazır binlerce Mehmetçiği sembolize eden Mehmetçik Anıtı da ziyaretçilere o zor günleri anımsatıyor.