Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Çin’in Sinovac aşısı ile ilgili tartışmaların ardından Habertürk yazarları Nagehan Alçı ve Sevilay Yılman’ın sorularını yanıtladı. Aşı karşıtlarının da aşı olmak isteyeceklerini belirten Bakan Koca, aşıyı yaptıran kişinin koronavirüs korkusunun biteceğini ama maskeli hayatın bir süre daha devam edeceğini söyledi.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Çin’in Sinovac aşısı ile ilgili dikkat çeken açıklamaları Habertürk yazarları Nagehan Alçı ve Sevilay Yılman’ın köşelerinde yer aldı.
Nagehan Alçı’nın köşesindeki yazısı;
Yalnızca Türkiye değil tüm dünya aşıya kilitlendi.
Bize ilk etap bu hafta sonundan itibaren Çin’den ulaşıyor.
Aralık sonuna kadar 20 milyon doz gelmiş olacak.
Ocak ayında 20 milyon daha ve Şubat ayında da bir 10 milyon, toplam 50 milyon doz aşı ile 2.5 aylık bir süre içinde 25 milyon kişi aşılanmış olabilir.
Aşılar geldikten sonra hemen kullanılmıyor, biliyorsunuz.
İki haftalık bir inceleme ve test etme süresi olacak.
Tıbbi Cihaz ve İlaç Kurumu onaylayınca süreç başlayacak.
Aşılar geliyor ama tartışmalar bitmiyor.
Batı ülkeleri ABD-Alman aşısı alırken bizim Çin’den aşı almamız ile ilgili hala belli çevreler türlü spekülasyonlar üretiyor.
CHP Ankara Milletvekili Murat Emir ise aşıların geldiğini ve el altından iktidar çevresine dağıtıldığını ileri sürüyor.
Bu iddialar devam ederken dün akşam Sağlık Bakanı Fahrettin Koca beni aradı.
Kendisiyle 40 dakikalık verimli bir telefon sohbeti yaptık.
Bu vesileyle Sayın Koca’ya henüz yanıtlamadığı soruları sordum.
Merak ettiğim her şeyi bana detaylarıyla anlattı.
Aylardır konuşulan bazı konularla ilgili ise ilk defa çok çarpıcı bilgiler verdi.
Yaptığımız görüşmeden çıkan ana başlıklar şunlar:
NİSAN AYINDAN SONRA GELECEK AŞIYI BEN NE YAPARIM?
Neden Pfizer BioNTech değil de CoronaVac?
Bakan Fahrettin Koca’ya göre iki cevabı var bu sorunun:
1) Zamanlama ve miktar. CoronaVac çok büyük adetlerde ve hemen geliyor. BioNTech ise esas Nisan sonuna ve ondan sonra da 2021 sonuna kadar yayarak verebiliyor. Halbuki Nisan ayında kendi aşımız büyük ihtimalle elimizde olacak.
Bakan Koca “Nisan ayından sonra bizim aşı hazır olacak, dışarıdan almaya ihtiyacımız kalmaz Nagehan Hanım. O tarihten sonra gelecek aşıya değil hemen gelecek aşıya ihtiyaç var” dedi.
2) CoronaVac daha az riskli. Pfizer ve Moderna’nın aşı geçmişleri yok. Bunlar kanser için MRNA tekniği ile üretim yapıyorlar. Sinovac ise aşı konusunda 10 yıldır çalışan, influenza için de aşı geliştirmiş bir şirket.
PFIZER ALERJİK OLANLAR VE KANSER HASTALARINDA PROBLEM
İngiltere’de yapılmaya başlanan Pfizer BioNTech aşısı için esas bomba iki gün önce patladı.
2 kişide ciddi reaksiyon görülünce bu aşının ilaç ve gıda alerjisi olanlarla kanser hastalarında kullanılmaması gündeme geldi.
Fahrettin Koca’ya bu gelişmeyi sorduğumda “Bugün modern dünyada gıda alerjisi olmayan mı var Nagehan Hanım? Bu gelişme Pfizer aşısı ile ilgili çok büyük sorun. Bakın CoronaVac’ta böyle riskler yok, tanıdığımız bildiğimiz, inaktif aşı CoronaVac” dedi.
YETMEZ DENDİ HALBUKİ 2 MİLYON ZATÜRRE AŞISI ELİMİZDE HALA BEKLİYOR
Bu yıl zatürre aşısı ve grip aşısı çok konuşuldu, çok talep edildi ve Sağlık Bakanlığı yeterli miktarda aşı temin etmediği için çok eleştirildi.
AB ülkeleri bizim 10 katımız kadar aşı alırken bizim rakamlarımızın düşüklüğünden ben de yakınmış ve bir eleştiri yazısı kaleme almıştım.
Bakan Koca zatürre ve grip aşıları ile ilgili çok ilginç bir şey söyledi:
“Nagehan Hanım siz dahil herkes üzerimize geldi. Siz de köşenizde ve ekranlarda bizi çok tenkit ettiniz. Miktar yetersiz dendi ama biliyor musunuz şu an elimizde 2 milyon zatürre aşısı var ve bekliyor.”
ZATÜRRE AŞISI OLAN COVID AŞISINI DA ÜST ÜSTE YAPTIRABİLİR Mİ?
Bu bana çok sık sorulan bir soru. Bakan Koca şu cevabı verdi: “Bilim Kurulu ile henüz kesin bir süre netleştirmedik ancak araya 2-3 haftalık bir zaman koyarak tabii ki yaptırılabilir Nagehan Hanım. Hiçbir sakıncası yok.”
GRİP AŞISI TARTIŞMASINA NE DİYOR?
Peki ya grip aşısı diye sorunca “900 bin grip aşısı yaptık. Toplam 2 milyon 300 bin almıştık. 600 bin sağlık çalışanlarına yaptık gerisi hala elimizde. Sağlık çalışanlarının da yarısı yaptırmak istedi. Geri kalanı istemedi. Bu sene kıyamet koptu grip aşısı diye, geçen sene kaç sağlık çalışanı yaptırmıştı bütün Türkiye’de size söyleyeyim. Sadece 55 bin.”
AŞIYA TEŞVİK İÇİN SAHAYA İNECEĞİZ
Peki ya Covid aşısında da rakamlar istenilen seviyeye ulaşmazsa?
Ya insanlar tereddüt ederse? Ya aşı ve bilim karşıtlarının komplo teorilerine rağbet eder, Yılmaz Özdil’in sırf siyasi olarak karşı çıkmak için sinsice ortaya attığı aşı düşmanı argümanlara kapılırlarsa?
“Aşıyı teşvik etmek için Covid geçiren ile aşı yaptıran arasındaki farkı var gücümüzle anlatacağız. Akıl ve bilim yolunu hep ifade edeceğiz” dedi Koca ve ekledi:
“Göreceksiniz Nagehan Hanım. O saydığınız aşı düşmanları da gelip aşı olmak isteyecek. Bundan emin olun.”
Kamu spotu gibi çalışmalar düşünüyor musunuz diye sorunca “Her şey olabilir, sahada olacağız” cevabını verdi.
AŞI NERELERDE YAPILABİLECEK?
26 bin aile sağlığı merkezi, hastaneler, sağlık ocakları, eczaneler…
Aşının geldikçe dört bir koldan ihtiyaca göre dağıtılması gündemde. “Eczaneler kesin olacak mı” diye sorunca “O detayları Bilim Kurulu ile birlikte netleştireceğiz ama bu aşıyı rahatlıkla eczanede yaptırmak mümkün” dedi.
Bakan Koca iddialı. Diyor ki…
“Türkiye ilk basamak sağlık hizmetinde dünyanın sayılı ülkelerinden. ABD, Rusya, Çin birinci basamak hizmetlerde hiç iyi değil. Göreceksiniz ABD’de uygulamada ciddi sorunlar çıkacak. İngiltere iyidir ama Almanya’dan bu anlamda daha donanımlıyız mesela.
Bizim kurduğumuz ilaç takip sistemi var. Başından sonuna görüyoruz, kaydediyoruz. Bakın filyasyon sistemimiz de çok geniş ve örneği az. Ben İstanbul’da tablo vahimleşince duruma bizzat el koydum biliyorsunuz, İstanbul’da 3 kişiden oluşan filyasyon ekip sayısını 620’den 2000’e çıkardık.
Şimdi alarm veren 5 il var, onlarda da benzer şeyleri yapacağız, göreceksiniz tablo aşağı gidecek.”
ÇİN’DE ECZANELER SATIYOR, ORADAN BUGÜN DE GETİRMEK MÜMKÜN
CHP milletvekili Murat Emir ısrarla bazı AK Partillerin aşı olmaya başladığını ileri sürüyor, Bakan Koca “Böyle bir şey olamaz, istemeyiz” dediği halde Emir iddiasını sürdürünce ben bir kez daha sordum.
“Hangi aşı olursa olsun bütün aşılar buraya geldikten sonra 2 hafta deneme boyunca incelenip, Tıbbi Cihaz ve İlaç Kurumundan onay almadan kullanılamaz. Bu gelecek her parti için teker teker geçerli. Şu anda denek olmak için başvuranlar dışında kimsenin aşı olmasını onaylamayız ve bu konuda da herkesi uyarıyoruz Nagehan Hanım. Ha şu olabilir, Çin’de bu aşı eczanelerde satılıyor, isteyen herkes gidip alabilir. Alıp getirip burada bir eczaneye yaptırmanın önünde bir engel yok ama bu riskin alınması doğru değil. Buna gerek de yok.”
50 MİLYON DOZ AŞI YAPILINCA HER ŞEY NORMALE DÖNER Mİ?
Şayet plan kağıt üzerindeki gibi işlerse şubat sonunda toplam 25 milyon kişi aşılanmış olabilir. Tabii bu kadar talep olursa…
25 milyonun aşılanması maskeye, mesafeye elveda, hoş geldin eski günler mi demek?
Fahrettin Koca’ya göre önemli oranda evet, “Çok rahatlarız, açılma büyük oranda başlar” dedi.
18 yaş altı içinde yaz öncesi aşılama başlanacak gibi görünüyor.
“DAHA BÜYÜK BİR KAPANMAYA GEREK OLACAĞINI SANMIYORUM”
Hafta sonları ve gece 21 sonrası sokak kısıtlaması devam ediyor, yılbaşında da kısıtlama olacak. Peki daha fazlasını, tam kapanma ya da mağazaların, restoranların tümden kapanmasını beklemeli miyiz?
Fahrettin Koca’ya göre bu tedbirlerin sonuçları yavaş yavaş geliyor, şu aşamada daha geniş bir kapanma tahmin etmediğini söyledi bana.
“ÖLÜ SAYISI TARTIŞMAK SAVAŞTA ŞEHİT SAYISI TARTIŞMAYA BENZİYOR, ÇOK ACI VE ÇOK YANLIŞ”
Ölüm rakamları ile ilgili tartışmalar bitmiyor. Sağlık Bakanlığı pandeminin başından beri bu spekülasyonu sonlandıramadı. Covid ölümleri saklanıyor mu?
Koca, İBB’nin verdiği bulaşıcı hastalık ölümleri ilgili açıklama yaptı ama ben kendisine geçen yıl bu zamanlarda ölenlerin sayısı ile bu yıl ölenlerin sayısı arasındaki farkın büyüklüğünü nasıl açıkladığını sordum.
“Nagehan Hanım TUİK her yıl olduğu gibi bu yılın da sonunda birçok veri gibi kayıplarımızın sayısını da yayınlayacak, orada göreceğiz. Bu yıl geçen yıllara göre her şeyin farklılaştığı bir durum söz konusu. Ölüm sayısını il il değerlendirmek doğru olmayabilir, çünkü Covid tanısı konanlar oldukları yeri terk edemiyorlar, geçen yıllarda dolaşım çok daha fazlayken bu yıl öyle değil. Tanı nerede konursa orada takip ediliyor. Vefat da orada oluyor. Dolayısıyla toplam sayıya bakmak daha sağlıklı.
Bulaşıcı hastalıkla ilgili açıklama yaptım. Bu yıl her türlü enfeksiyon bulgusu olan tedbir amaçlı bulaşıcı hastalık kategorisine alındı, defin ona göre yapılıyor. Mesela kanser hastalarının büyük çoğunluğu kanserden değil vücutlarındaki bir enfeksiyondan hayatlarını kaybederler onları da bulaşıcı hastalık kategorisine yazıyorlar. Ben ölü sayıları üzerinden spekülasyonu savaşta şehit sayısı üzerinden spekülasyon yapmaya benzetiyorum. Çok acı, çok yanlış.”
İLAÇ VE ERKEN TANIDA ÇOK İLERİDEYİZ
Peki Türkiye’de ölüm oranları görece nasıl bu kadar düşük?
Onu da erken tanı ve ilaç tedavisi politikası ile açıkladı Sağlık Bakanı. Martta Covid pozitiflerde zatürre oranı yüzde 30’lardaydı, eylülde yüzde 6’lara düştü şimdi ise yüzde 3’lerde.
Yaygın test, erken tanı ve filyasyon ile temaslıya ulaşarak ilaç temini sağlamak olarak açıkladı bu azalmayı Koca. “Ölüm oranlarındaki seviyeler de bu nedenle düşük” diye ekledi.
Sevilay Yılman’ın köşesindeki yazısı;
Dün akşam saat 22.30 civarı telefonum çaldı.
Arayan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca idi.
Bildiğiniz gibi Çin menşeli Sinovac şirketine ait Kovid-19’dan koruyan aşının Türkiye’deki Faz-3 araştırmasına gönüllü denek oldum.
Ve sizlerle paylaştım.
Paylaştım ama tabii sonrasında Fatih Altaylı’ya yaptığı; “Memnun kalmazsak aşının parasını ödemeyeceğiz” açıklaması ve tabii onun üzerine eş, dost, ahbaplardan gelen telefonlar, mesajlar dolayısıyla da biraz endişeye kapıldım.
Sağolsunlar. Basın danışmanları bu endişemi iletmişler kendisine.
O da hem gönüllü katılımımı kutlamak hem de endişelerimi gidermek adına bizzat aramak istemiş.
“İLK AŞI YAPTIRACAK OLAN BENİM”
“Aşıyı almamak gibi bir şey olmayacak rahat olun. 50 milyon doz için el sıkıştık. Ve bu ay sonuna doğru da yoğun bir şekilde aşılama başlayacak. Ve emin olun başladığı anda da ilk yaptıracak olan benim. Ve benimle birlikte tüm Bilim Kurulu üyeleridir!” diye başladı söze Bakan Koca ve neden “Beğenmezsek parasını ödemeyeceğiz” ifadelerini kullandığını da şu sözlerle açıkladı:
“Demek istediğim şuydu aslında; Sinovac şirketi ile yaptığımız sözleşme, aşısının da ne kadar güvenilir olduğunun bariz ispatıdır. Biz şirkete dedik ki; Sizinle 50 milyon doz için anlaşma yaparız ancak sonuçlarında bir olumsuzluk olursa parasını da ödemeyiz. Yani bir bakıma aşılarına ne kadar güven duyup duymadıklarını, ne kadar emin olup olmadıklarını test etmek için rest çektik.
“MEVCUTLAR İÇİNDE EN GÜVENİLİR”
Diğer aşı şirketleri böyle bir reste tamam demezken Sinovac hiç tereddüt etmedi ve teklifimize; ‘Biz aşımıza sonuna kadar güveniyoruz!’ diyerek onay verdi. Sinovac’ın aşısıdan vazgeçmemiz söz konusu bile değil. Bırakın vazgeçmeyi, biz şu anda 100 milyon doza nasıl çıkarırız anlaşmamızı diyerek şartlarımızı zorluyoruz. Çünkü yaptığımız tüm çalışmalar, araştırmalar bize gösterdi ki mevcut aşıların içerisinde en güvenilir olanı Sinovac’ın aşısı!”
Uzun bir konuşmaydı.
O nedenle sohbeti soru/cevap şeklinde aktarmak istiyorum.
“HEDEF TÜM TÜRKİYE’Yİ AŞILAMAK”
Aşıda hedefiniz ne? Ne zaman başlayıp ne zaman tamamlamayı düşünüyorsunuz?
Hedefimiz tüm Türkiye’yi aşılamak. Zaten bu virüs illetinden ve yarattığı ortamdan da başka türlü kurtulmamızın imkanı yok. Bu ay sonu başlıyoruz. 50 milyon dozu şubat sonuna kadar bitirme amacındayız. Sonraki süreçte de hızlı ve yoğun bir şekilde devam edeceğiz aşılamaya ve Haziran ayına girmeden de tüm Türkiye’nin aşılanmış olmasını planlıyoruz.
Peki Sinovac ihtiyacımızı karşılayamazsa ne olacak? Yani ikinci 50 milyon doz gelecek mi?
Şartları zorluyoruz. Zorlamaya da devam edeceğiz ancak olmazsa da paniğe gerek yok. Çünkü yerli aşı tahminimize göre Nisan ayında hazır olacak.
“YERLİ AŞI SİNOVAC İLE AYNI OLACAK”
Yerli aşıyla ilgili güven sorunu olursa peki, bunu aşabilecek misiniz?
Olmaz böyle bir sorun çünkü bizim aşımız da Sinovac’ın aşısı ile bire bir aynı olacak. Aşının elde edilme yöntemi tamamen aynı.
Biraz açar mısınız?
Sinovac, inaktif virüs tekniğine göre hazırlanan bir aşıdır. Bizim yerli aşımız da öyle. Bu tür aşılarda enfekte etme özelliğini yitirmiş olan virüs vücuda verilerek, vücudun hastalığa bağışıklık kazanması hedeflenir. Geleneksel yöntemle geliştirilen bir aşı türüdür yani. Ancak üretimi kolay değildir ve maliyeti de yüksek bir aşıdır. O yüzden Sinovac’ın fiyatı diğer aşılara bakıldığında daha uygun geliyor.
Nasıl yani?
MRNA aşı tipi genetik yoldan etki eden ve daha kısa sürede üretilebilen bir aşı. Küçük ortamlarda, yoğun üretilen ucuz aşılardır. Ancak bu aşı insanlarda yeni uygulanan bir teknolojiyle hazırlanıyor. Yan etkilerinin çok fazla olduğu biliniyor. Ve bir salgında bu yöntem ilk kez kullanılıyor. Biz ülke olarak, toplum olarak inaktif aşılara alışkınız. Daha önceki hastalıklarımızda hep bu tipi kullandık.
BioNTech/Pfizer aşısı mRNA tipi aşı değil mi?
Tabii…
“GÖNÜLLÜLERİN TERCİHİ SİNOVAC”
Benim de gönüllü olduğum Sinovac’ın Türkiye’de yaptığı deney gibi başka aşı şirketlerine de izin verecek misiniz?
Var zaten. Şu an iki aşının Faz-3 izni var. İkisi de sahada. Biri evet sizin de dahil olduğunuz Çin menşeli Sinovac. Diğeri ise Pfizer. İsteyen gönüllü Pfizer’ın da deneyine katılıp denek olabilir. Bizim için hiçbir farkı yok ancak gördüğümüz kadarıyla gönüllülerin büyük kısmı Sinovac’ı tercih ediyor. Ancak başta Cerrahpaşa, Çapa, Hacettepe olmak üzere üniversitelerde Pfizer’ın Faz-3 çalışması da başladı ve yapılıyor.
Ne zaman açıklanacak peki bu araştırma sonuçları?
Sinovac’ın hedefi 12450 gönüllü. Şu ana kadar 3700 kişiye yapıldı. Bazıları ikinci dozu aldı bile. Toplamda 5000 doz olduğunu biliyorum yapılan aşının. 12450 kişinin tamamının aşılanmasını beklemeden bir açıklama yapılabilir bu çalışmada. Buna erken dönem açıklama diyoruz. Ki haftaya sonuçlar açıklanacaktır. Ve Sinovac’ın etkisi bizzat kendi insanımız üzerinde yapılan çalışma ile ortaya çıkacaktır.
İKİ İDDİAYA YANIT VERDİ
CHP’li Milletvekili Murat Emir, Sinovac aşısının ilk partisinin ülkeye geldiğini ve AK Partililere ve yakınlarına yapılmaya başlandığını iddia etti. Buna bir yanıtınız var mı?
Kesinlikle böyle bir şey yok! Sadece Sinovac Faz-3 çalışması yapıyor şu anda. Gönüllüler üzerinden yürüyor bu çalışma. Onun dışında böyle bir şey mümkün değil. Eğer Sayın vekilin bahsettiği o aşıyı yaptıran gönüllülerden AK Partili varsa bilemem. Ama siz de biliyorsunuz ki o çalışmaya katılabilmek için de bazı kıstaslar var. Mesela 59 yaş sınırı var. Gönüllülerin kronik hastalıkları olmaması lazım vs gibi.
Sinovac aşısının Türkiye’ye getirilişinde iktidara yakın bazı şirketlerin aracı olduğu iddiasına ne diyorsunuz? Aracı şirket var mı? Varsa kim?
Bu da kesinlikle doğru değil. Biz anlaşmamızı doğrudan Sinovac’ın kendisiyle yaptık. DMO yani Devlet Malzeme Ofisi ve Sinovac arasında herhangi bir aracı filan yok. Sinovac eski bir şirket. Aşı konusunda uzun bir geçmişi var. Hepatit, İnfluenza gibi aşıların üretimini yapan bir kuruluş. Dolayısıyla burada bir distribütörü var ama biz anlaşmamızı bizzat Sinovac’ın merkeziyle yaptık. Bunlar yanlış bilgiler.
“BİZİMLE AYNI NOKTAYA GELECEKLER”
Avrupa ve Amerika kıtası başta olmak üzere birçok gelişmiş ülke Pfizer ve diğer aşılardan yana tercihini kullandı. Türkiye’nin ise ilk tercihi Sinovac oldu. Neden?
Onlar da en sonunda bizimle aynı noktaya gelecek. Bakın virüse karşı ilk toplu aşılama çalışmalarına başlayan İngiltere’de İngiliz Ulusal Sağlık Hizmeti yetkilileri, Pfizer-Biontech aşısının, alerji geçmişi olanlarda olumsuz etki yarattığı açıklandı. “İlaç ya da gıdalarda alerjik reaksiyon geçmişi olan kişiler ile kanser hastalarının Pfizer-BioNTech tarafından geliştirilen aşıyı olmaması gerektiğini” açıkladılar. Alerji dediğiniz şey çok kapsamlıdır ve çok insanın türlü nedenlerden alerjileri vardır. Bu durumda bu insanlar hangi aşıyı tercih edecek?
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP lideri Devlet Bahçeli’nin de aşı yaptıracağı açıklandı. Hangi aşıyı tercih edecekler bir bilginiz var mı?
Konuşmadım. Sormadım ama iki lider de herhalde bizim halkımıza tavsiye ettiğimiz aşıyı tercih edeceklerdir.
Peki kendimle ilgili bir soru… İkinci dozu ayın 21’inde alacağım. Benim merak ettiğim gerçek aşı ise bana denk gelen ben bunu ne zaman öğreneceğim?
3700 kişi deneye katılmış durumda. Dediğim gibi bunların bazıları ikinci dozu bile aldı. Ancak kime boş aşı yani plasebo kime gerçek aşı yapıldı bilinmiyor şu anda. Bu deneklerden en az 20 kişinin koronavirüse enfekte olması lazım ki sonuçlar açıklansın.
Olan var mı peki? Varsa kaç kişi?
Var tabii ama şu an rakam telaffuz etmek yanlış olur. Araştırmayı yapan bilim insanlarının işine karışmak olur. Bekleyelim. Haftaya bir sonuç açıklanır gibi geliyor.
Eğer bana gerçek aşı denk geldiyse… Ben bu aşının beni koronavirüsten koruyup korumadığını nasıl öğreneceğim? İkinci doz sonrası antikor testi yapılacak. O zaman göreceksiniz sonucu.
“AŞI KORUYACAK AMA MASKEYE DEVAM”
(Gülerek) Yani Sayın Bakanım eğer antikor varsa Kovid-19’dan yırtmış olacağım öyle mi?
Aşı olanların endişe etmesine gerek olmayacak artık. Çünkü kesinlikle koruyacak koronavirüsten. Enfekte olsanız bile çok hafif atlatacaksınız.
Yani bu maskeden kurtulacak mıyım?
Yooo…. Maskeye, mesafeye bir süre daha devam edeceğiz. Maske ve mesafe kuralı ancak tüm Türkiye ve hatta tüm dünya aşılanıp toplumsal bağışıklık kazanıldıktan sonra hayatımızdan çıkacak. Ancak tabii aşılanan herkes aşılanmayan diğer insanlara göre daha rahat edecek çünkü aşılanan insanın artık koronavirüse enfekte olma riski, bir korkusu olmayacak artık!