AK Parti İnegöl İlçe Başkanlığı dün bir toplu katılıma daha ev sahipliği yaptı. 50 kadın, AK Parti İnegöl Kadın Kolları’na üye olarak rozetlerini taktılar. Programda konuşan AK Parti İnegöl İlçe Başkanı Adem Demirel, yıl sonuna kadar İnegöl’deki üye sayısını 32 bine çıkarmayı hedeflediklerini söyledi.
AK Parti İlçe binasında düzenlenen programa Belediye Başkanı Alinur Aktaş, AK Parti İlçe Başkanı Adem Demirel ve yönetim kurulu üyeleri de katılım gösterdi. Düzenlenen toplu katılım programıyla 50 yeni üyesine rozet taktı. Program esnasında birlik ve beraberlik mesajları verildi.
HALKIMIZIN BİZE GÖSTERECEĞİ TEVECCÜHE GÜVENİYORUM
Toplantının açılış konuşmasını AK Parti İlçe Başkanı Âdem Demirel yaptı. Demirel konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Öncelikle ben bugün partimize üye olacak bu 50 arkadaşımıza hoş geldiniz diyorum. Üyeliklerinin hem kendilerine hem ailelerine hem AK Parti’ye hem de tüm İnegöl’e hayırlı olmasını temenni ediyorum. Bu üye katılım programları önümüzdeki günlerde de devam edecek. Bununla alakalı gerek mahalle başkanlarımız gerek kadın kollarımız gerekse gençlik kollarımız ve yönetim kurulu arkadaşlarımız vesilesiyle bu programlarımızın tekrarı olacaktır. Şuanda İnegöl’de 26 bin 150 olan üye sayımızı 2015 seçimlerine kadar inşallah 30 bine, yılsonuna kadar da 32 bine ulaştırmayı hedefliyoruz. AK Parti İnegöl İlçe Teşkilatı, İnegöl’de en fazla üyesi olan sivil toplum kuruluşu. Türkiye genelinde de yaklaşık 8 milyon 100 bin civarında üyesi bulunan AK Parti, Türkiye’nin en büyük sivil toplum kuruluşudur. Biz de bu sayıyı yukarılara çıkarmak için teşkilat olarak gerekli çalışmaları yapıyoruz. 2011 genel seçimlerinde yüzde 66,22 oranında aldığımız oyu da daha yukarılara çıkarmak için elimizden geleni yapacağız. Bu konuda özellikle teşkilat mensubu arkadaşlarıma güveniyorum. Halkımızın bize göstereceği teveccühe de güveniyorum.”
AK PARTİ MİLLETİN PARTİSİ
AK Parti’nin milletin partisi olduğunu ifade ederek konuşmasına başlayan İnegöl Belediye Başkanı Alinur Aktaş ise şunları söyledi: “Burada yaşı itibariyle geçmişte yaşanan olayları hatırlayacak birçok kardeşimiz var. Özellikle 40 yaş üzeri bunu çok iyi bilir. 1980 öncesini herkes şöyle bir hatırlasın. Sağ-sol diye kardeş kardeşi vurdu. Binlerce vatan evladı pisi pisine gitti. Ve 12 Eylül sabahı ne sağ kaldı, ne sol kaldı. Bu işi bitirmek bu kadar kolaysa acaba niye bitirmemişlerdi? İnsan düşünmüyor değil. Tabi Türkiye’nin üzerindeki oyunlar bitmiyor. Daha sonra Türkiye bir Alevi-Sünni oyunuyla meşgul edilmeye çalışıldı. Yine Türk-Kürt ayrımıyla meşgul edilmeye çalışıldı. Ama bunların hepsi bir oyundu. Hangi millete mensup olduğunu seçmek veya ölçmek hiçbirimizin elinde değil. Hangimiz anne ve babasını, ait olduğu yöreyi seçme hakkına sahip? Böyle bir şansımız tabi ki yok. Şükürler olsun ki Türkiye buhranlı dönemlerden geçti. Özellikle 1990 ve 2000’li yıllar arasında 2002 yılına kadar koalisyon hükümetinin son 3-3,5 yılını kimse lütfen unutmasın. Kitapçık fırlatıldı diye gecelik faizlerin 7 binleri bulduğu, Anayasa Mahkemesi’nin toplanıp türlü türlü kararlar aldığı, Cumhurbaşkanı’yla koalisyon hükümetinin uyumsuzlukları neticesinde ülkenin geldiği noktayı, gerçekten ekonominin geldiği noktayı sanırım buradaki herkes hatırlıyor. 3 Kasım 2002 tarihinde, 14 Ağustos 2001 kurulan AK Parti kurulduktan 14-15 ay gibi kısa bir süre sonra tek başına iktidar oldu ve şimdiki Cumhurbaşkanımız o zamanki Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde hükümet etmeye başladı. 2002’den beri gelinen süreci, yaklaşık 13 yıllık süreci sanırım buradaki herkes hatırlıyordur. Şundan emin olabilirsiniz, biz her şeyin dört dörtlük olduğunu iddia etmiyoruz. İçinizde yurtdışına gidenler vardır. Dünyanın krizi konuştuğu bir dönemde, etrafımızın cayır cayır alev aldığı bir dönemde Suriye’ye, Irak’a, İran’a, Türki Cumhuriyetlere, Yunanistan’a, Bulgaristan’a bakın ve her tarafında alev alev olduğu bir dönemde dimdik ayakta duran bir Türkiye var. Artık birilerinden 3 sente muhtaç olan değil, gerçekten birilerinin referans olarak gösterdiği, birilerinin iş birliği anlaşmaları yapmak için acele ettiği bir Türkiye, onun Cumhurbaşkanı, Başbakanı ve hükümeti var.”
OPERASYONLARIN AMACI HÜKÜMETE ENGEL OLMAKTI
Aktaş açıklamasını şöyle sürdürdü: “Bugünkü noktalara kolay gelinmedi. Muhakkak suretle eksikler var. Ama hamdolsun bütün bu krizlere, sıkıntılara rağmen dimdik ayakta duran bir Türkiye var. Dışarıdan ve içeriden türlü türlü hileler ve desiseler yapıldı. Çok dikkatli ve uyanık olmak lazım. Bunun adı bazen Gezi Parkı olayları oldu, bunun adı bazen yazılmış, çizilmiş senaryolarla oynanan 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonları oldu. Amaç burada bu milletin çok sevdiği, değer verdiği ve çok kısa süre sonra yapılacak olan yerel seçimlerde tökezlettirmek adına bu memleketin Başbakanına, hükümetine engel olmaktı. Hamdolsun 30 Mart seçimleri kazasız, belasız geçti. Ben de sizlerin destek ve gayretleriyle 3. kez İnegöl’e Belediye Başkanı seçildim. Akabinde Cumhurbaşkanlığı seçimleri vardı, yine oyunlar oynanmaya başladı. Ama bu millet artık kendisine sahip çıkanlara, sahip çıkıyor ve Cumhurbaşkanımız ilk turda ve ilk defa halkın oylarıyla seçildi. Birileri ittifak etti. Hiç alakasız kişiler bir araya geldi. Asla bir araya gelmez denilen insanlar bir araya geldiler. Hani yıllarca sağ-sol diye birbirlerini yemişlerdi. Ama yeter ki AK Parti’yi gönderelim, yeter ki Tayyip Erdoğan’ın önüne set koyalım diye birileri ittifak ettiler, ama şükürler olsun her zaman olduğu gibi bu millet yine hesapları bozdu ve nihayetinde Cumhurbaşkanımız seçildi” diye konuştu. Türkiye üzerinde oyunlar bitmeyecek. Çok eski tarihlere gitmeye gerek yok. Biz zaten 2002 seçimlerin hemen sonrasında Körfez krizini kucağımızda bulduk. Yok, girecek misiniz, girmeyecek misiniz? Müslüman’a ateş edecek misiniz, etmeyecek misiniz? Ama şükürler olsun kazasız, belasız atlattık. Libya’da, Mısır’da ne işiniz var dediler. Amerika’nın yıllardır Irak’ta ne işi var? Bunları bizim en azından komşumuz. Onlara mı kaldı bu dünyaya özgürlük dağıtmak? Ama tabi ki dibimizde yangına müdahale etmemiz gerekiyordu. Komşunuzun evi yansa seyreder misiniz? Onun yangınını söndürmek için su sıkarsınız. Hem onun evini düşündüğünüz için hem de bu yangın evimize sıçramasın diye. Biz aslında onu yaptık. Onun için Filistin’deki mazluma da, Mısır’da ki mazluma da sahip çıktık ve bizatihi Cumhurbaşkanımız, ailesi ve ekibiyle beraber oralara gitti. Onun için Somali’de hastaneler yaptık. Onun için Sudan’da okullar, hastaneler yaptık. TİKA aracılığıyla tarım projeleri uyguladık. Sanayi projeleri uyguladık. Niçin? Yıllarca sömürdüler, o insanları kan ve gözyaşı ile baş başa bıraktılar. Biz ecdadımızın yaptığı gibi gittiğimiz yerlerde eserlerimizle, hizmetlerimizle olmanın hesabı içerisindeydik. Bugün dünyanın dört bir tarafında en çok konuşulan Türkiye Cumhuriyeti ve onun Cumhurbaşkanıdır.”
BU ÜLKE KOLAY KAZANILMADI
“Afrika’nın 600 milyar dolarlık ithalatının yüzde 2,5’ini Türkiye yapıyor. Birileri mal satıyor ama bir taraftan da birileri orayı karıştırmanın, bertaraf etmenin hesabını yapıyor. İnşallah bu yapı içerisinde sizler de ülkemizin ve ilçemizin gelişmesi adına destekler ve katkılar vereceksiniz. Dünyada bizim kadar geleceği için çalışan hiçbir toplum yoktur. Biz geleceği için yaşayan bir toplumuz. Bu mesele sadece AK Parti meselesi değil bu memleketin meselesidir. 2023, 2053, 2071 vizyonunu da hala anlamasalar da ne kadar önemli ve gelecek adına doğru bir adım ve hedef olduğunu hepimizin çok iyi anlaması, belleğine yerleştirmesi gerekiyor. Biz farklı farklı kademelerde bu işle alakalı koşturuyoruz. Eksik ve aksaklarımız olabilir ama Türkiye’nin vizyonuna ve hedefine ulaşması için hiçbirimizin hatası bir engel oluşturmamalı, her geçen gün daha fazla çalışmalıyız. Gezi parkı olaylarında 3 ağacı bahane ettiler, mesele ağaç değil bir sürü ormanlar kuruluyor. Mesele ağaç değildi mesele Türkiye 3. köprüyü yapıyor, Türkiye İstanbul’da 3. havaalanını yapıyor. 3. havaalanı; ticaretin ve finansın merkez üssü olan Franfurt’un bu gücü İstanbul’a kayacak, Türkiye zenginleşecek. Türkiye’nin önü açık, ‘Kanal İstanbul’ projesi muazzam bir proje, Abdülhamit düşünmüş bu projeyi zamanında. Bu proje ile Türkiye üstünlüğü ele alacak. Malum anlaşmanın 100. yılı doluyor ve boğazlarla alakalı üstünlüğümüz söz konusu olacak. Birileri geleceğin hesabı kitabı için bu yollara giriştiler birileri de bu işlere alet oldular. Türkiye’de oyunlar ve hesaplar bitmeyecek. Bize düşen dikkatli olmaktır, birbirimize kol kanat germektir. İnsanları ayrıştırmadan bu işlere sahip çıkmaktır. Dün Nevruz Bayramı’ydı. Nevruz; bahar demek, yeniden doğuş demek, birlik beraberlik demek. Çanakkale Deniz Zaferi’nin 100. yılıydı. Gidin görün, Türkiye’nin 4 bir tarafından insan var. Öyle okullar var ki 7-8 yıl mezun vermemiş. Hey Onbeşli türküsünü dinlerken belki eğleniyoruz ama o türkünün bir öyküsü var. 40’lı yaşları geçtik şimdi savaş çıksa eyvah deriz, 15 yaşında o yoklukta, açlıkta savaşa gitmişler. Dolayısıyla bu mücadele kolay verilmedi ve bu ülke kolay kazanılmadı. O gün Türkiye’yi savaşla almayı beceremeyenler bugün kültür, sanat, spor ve siyasetle ele geçirmeye çalıştılar ama hamdolsun bu millet kendi içinden çok güzel evlatlar çıkardı. Bu Türkiye’nin çok daha büyük hesaplar yapması gerekiyor. Biz 77 milyon nüfuslu bir ülkeyiz, Avrupa’nın 2. büyük nüfusuyuz, 6. büyük ekonomisiyiz. Dünyanın 16. büyük ekonomisiyiz ve genç nüfusa sahibiz. Avrupa’da nüfus yaşlı, geriye gidiş söz konusu. Bizde daha hareketli bir ortam var. Bugün ülkeyi daha güzel yerlere koşturmak için bir aradayız. İyi ki geldiniz, gücümüze güç katacaksınız. Bu parti milletin partisi. Bu tabelaları bu millet astı, inecekse bu millet indirir. Birilerinin hileleriyle inmez. 2007’de Abdullah Gül’ü Cumhurbaşkanı yapmayacağız dediler. Erkan Mumcu ismi tarih oldu, millete rağmen iş yapan bu milletin bedduasına da sitemine de maruz kalır. Millete rağmen iş olmaz. En iyi karar verici millettir. Olmaz dediler, seçtirmeyiz dediler hepsi tarih oldular. AK Parti hükümeti erken seçim kararı aldı, bu millet tek başına AK Parti’yi iktidar yaptı ve Abdullah Gül de Cumhurbaşkanı oldu, 7 yıl ülkemize hayırlı hizmetler yaptı. Bu noktada gelen, bu işe ilgi gösteren herkese teşekkür ediyorum. Bu bir gönüllüler hareketidir. Katılım, birlikteliğin ilçemize ve ülkemize hayırlar getirmesini diliyorum.”
Konuşmaların ardından yeni üyelere rozet takdimi yapılarak program sonlandırıldı.