Girişimcilik ve İnevasyon zirvesi gerçekleştirildi

İnegöl Özel Doğa Fen Ve Anadolu Lisesi tarafından MBI Girişimcilik ve İnevasyon Zirvesi gerçekleştirildi. Gerçekleştirilen zirvede iş adamları öğrencilere bilgi aktarımında bulundu.

Yayınlama: 09.05.2018
888
A+
A-

Geçtiğimiz gün gerçekleştirilen zirveye İnegöl Kaymakamı Ali Akça, İnegöl Jandarma Komutanı Binbaşı Uğur Baş, İnegöl Cumhuriyet Başsavcısı Zekeriya Alper İnanç, İnegöl Emniyet Müdürü İlhami Araali,  İnegöl Milli Eğitim Müdürü Fatih Bilican ve öğrenciler katıldı.

 

BU ZİRVE ÇALIŞMALARIN BİR ÜRÜNÜDÜR






Programda ilk konuşmayı gerçekleştiren İnegöl Özel Doğa Fen ve Anadolu Lisesi Öğrenci Meclis Başkanı Sezin Erim,“ Biz İnegöl Doğa Fen ve Anadolu Lisesi öğrenciler, belirlenmiş bir müfredata hapsolmuş değiliz. Bu müfredatın teorik bilgilerden sahaya aktarılabilecek gerekli donanımın verildiği bir programla harmanlaşmış bir sistemle yetişiyoruz. Teknoloji akıl almaz bir hızla ilerlerken, bizim üniversiteyi bitirdiğimiz zaman diliminde şuanda öğrendiğimiz birçok bilgi güncelliğini yitirecek. Ancak iletişim, yaratılıcılık, inevasyon, girişimcilik, AR-GE ve liderlik kavramı her zaman güncelliğini koruyacak. Biz bütün bu kavramları uygulamaları ile birlikte okulunuzda MBI eğitimi olarak alıyoruz. Öğrenci meclisinin görevleri arasında olan projeleri hayata uyarlamak, sahada gerçekleştirmek, aynı zamanda MBI dersimizin bir işlevidir. Şuanda gerçekleştirdiğimiz ve önümüzde ki yıllarda gelenekselleşecek olan bu zirvede çalışmaların bir ürünüdür” diye konuştu.

 

ÇALIŞTAYLAR ŞEKLİNDE ÇALIŞIYORUZ

Daha sonra konuşan İnegöl Özel Doğa Fen ve Anadolu Lisesi Okul Müdürü Leyla Durmuş,” Doğa Fen ve Anadolu Lisesi olarak kendi bünyemizde bulunan MBI öğretim programı çerçevesinde böyle bir organizasyonu planlarken öncelikle Milli Eğitim Müdürümüz sayın Fatih Bilican’a desteklerinden dolayı teşekkür ediyoruz. Öğretim programlarına baktığımızda, 22 yıldır eğitimcilik sektöründeyim. Çocukların gelişiminde meslek kariyer planlamalarında elimizden geldiğinde rol model olma noktasında çabalarımız oldu. Ailelerin, velilerin yaklaşımlarına baktığımıza gözlemlediğim hep şu oldu, bende eğitimciyim ama anneyim. Birçok rol var üzerimizde. Ülkemizin de mevcut durumunu göz önünde bulundurarak genelde çocuklarımızı daha güvenli, çok fazla risk barındırmayan, daha kararlı, belli bir maaş getirisi olan,sabit mesleklere yönlendirme, yada bu şekilde bir bakış açınsın daha hakim olduğunu gözlemledim. Ancak, Doğa Kolejleri olarak biz pekte bu şekilde bakmıyoruz. Çünkü günümüzde özellikle hayatımıza bir çok kavram girdi. Girişimcilik zaten var olan bir kavramdı ancak şuanda daha aktif olup, yaş ortalaması liseye kadar indi.  Dolayısıyla Doğa Kolejleri olarak kendi bünyemizde olan MBI programı içerisinde, temel yapı taşını girişimcilik ve inevasyon oluşturuyor. Olaya biz bu şekilde bakıyoruz. Tabi ki lise olarak, artık bir adım sonrası hayata atılma, meslek edilme dönemidir. Bize göre meslek üniversite bitince değil, üniversiteye kayıt yaptırdığınız anda o mesleğin bir ferdi olarak hayata başlamış oluyorsunuz. O nedenle girişimcilik kavramı hem ülkemiz için, hem de birey için oldukça önemlidir. Bir diğer kavram start-up kavramı var. O da girişim fikirleri olarak tarif edebiliriz. Burada kilit ifade bilginin potansiyel bir güç olduğundan yola çıkarak orada kilit sözcüğün harekete geçme, aksiyon alma olduğunu düşünüyorum. Planlamalar çok güzel ama fark yaratanlar harekete geçenler oluyor.  Biz böyle bir organizasyon ile yola çıktık ancak kendisini yenileyecek, geniş ve kapsamlı bir hal alacak, içerisinde inevasyon, takım kurma, iş modeli geliştirme,üretme gibi konuları da içeren çalıştaylar şeklinde bir çalışma planlıyoruz. Böyle bir çalışmamız da olacak. Ortak birçok bu tarz platformlarda hep beraber bir şeyler yapmak keyiflendirecek ve onurlandıracak” şeklinde konuştu.

 

 MONOLOGDAN ÇIKIP,DİYALOGA GİTMEMİZ LAZIM

Starwood A.Ş Genel Müdürü Hüseyin Yıldız ise, “ Bizim evde de iki tane atarı ergen var. Böyle çokta kibar konuşmaya alışkın değilim.  Ben girişimci değilim. Ben kendimi bildim bileli fabrikanın içindeyim. 20 küsur senedir tam zamanlı olarak çalışıyorum. Biz 80’li yıllarda İnegöl’e geldiğimizde İnegöl’ün nüfusu 20 bin falandı. İnegöl’de bir değişim gerçekleşti. Benim uzmanlık alanım öğretmek değil Bunu yapan çok güzel anlatan kitaplar var.  Zaten dediğim gibi çocuklarımdan gördüğümden bu saatler nasihat dinlenecek zamanlar değil. Kafanıza göre takılın. Bizim çocukları büyütürken çocuklar akıl veriyor, bir gün çatladım ne istiyorsanız yapacağım. Ben benim bildiğim yöntemle terbiyesini vereyim dedim müsaade etmediler. Kızım prenses, kızlara bir şey demiyorum. Neden bunları çok kafaya takmayın diyorum. Kardeşlerimiz özetlediler.  Üretilen bilgiyle alakalı bir durum var. Üretilen bilginin miktarı çok arttı. Eskiden bu kadar fazla ve hızlı üretilmiyordu. O kadar fazla bilgi var ki bunları dinlemeye vaktimiz yetmiyordu. Eskiden bir kitap çıktığı zaman okumak için zaman sarf ederdik. Şimdi o kadar üretim var ki, hangisini dinlememiz lazım. Böyle bir ikilem içindeyiz. Birçoğunu da anlamadan geçiyoruz. Bulunduğumuz çevrelerde çok değişiyor. Biz İnegöl’e geldiğimizde 20 bindi nüfus, şimdi 300 bin. O zaman İSTAŞ fabrikasında 250-300 kişi ile çalışıyorduk, şimdi 1500 kişi ile çalışıyoruz. O gün 80m3 mal yapıyorduk, bugün 5bin metre küp mal yapıyoruz. Bu koşul ve şartlar değiştikçe idare ve çalışma yöntemleri değişiyor. Bu koşul ve şartların çok süratli değişmesi bunlara adapte olmamız gerekiyor. Burada bir sorun var, bu yaş gurubunun bir problemi olmayabilir, yarın problem olacak. Bugün sizlerle muhatap olanların problemi. Adapte olmak demek, değişimi kabul etmek demektir. Değişimi kabul etmek çok zor bir şeydir. Ben iktisat eğitimi alan, iktisatta bize ilk öğrettikleri şey şuydu, fırsat maliyeti. Bugün burada olmanın maliyeti şudur. Ben masamda çalışıyor olabilirdim, bir mail gelebilirdi, biri benden bir mal talep edebilirdi, biri bir sorunun talep edebilirdi, şimdi muhtemelen adam 2 saat bekleyecek o yanıtı almak için. Ben o yanıtı vermekten vazgeçtim. Siz arkadaşlarınız ile daha güzel bir ortamda olabilirdiniz, siz bundan vazgeçtiğiniz. Bugün doğru bildiğimiz için buradayız, yarın koşul ve şartlar değiştiğinde bugün doğru bildiğimizin artık geçerli olmadığını kabul etmek zorundayız. En zor olanı budur. Sizin velilerinizin de en zor kabul ettiği budur. Daha düne kadar bugüne getirmiş olan bilgilerin, artık geçerli olmadığını kabul etmek, değişime açık olmak. Eğer değişim ihtiyacını hissetmiyorsak bunun bir parçası olamayız. İnevasyon diyoruz, kitaplara bakın binlerce tahlil var. Çok kasmamamız lazım. Türkçeleştireceğiz diye o kadar kelimeyi attık ki artık birbirimizi anlamıyoruz, sokak Türkçesi ile konuşuyoruz. Bu değişim hızlı olunca, burada anneler yavrum evde süt bitmiş hadi git süt al diyeniniz var mı? Genel bana şunu hatırlatırlar, son kullanma tarihine lütfen var der. Pastörize sütte bir farkı kalmadı. Dün öğrendiğimiz bilginin geçerlilik süresi var. Benim zamanımda iyi bir üniversite okumak, mezun olmak ve iyi bir iş bulmak garantiydi. Bugün öyle bir garantisi yok. Ne kadar iyi bir üniversiteden mezun olursanız olun, o üniversitenin müfredatı muhtemelen 15 sene önce hazırlanmıştır. 15 sene önceki bilgileri size aktarıyorlar, sizin okumanız 4-5 sene, üstüne koy 20. Bunun zaten vakti geçmiş, düşünsenize yazılımcısınız, 15 sene önceki bilgilerle iş yapıyorsunuz. Arkadaşınız bir bakın, eğer arkadaşınızın yaptığını yapacaksanız sıradan biri olarak kalacaksınız. Otomobile bindiğimizde bütün dünya benim etrafımda dönüyor dersiniz. Sevenleri, âşık olanlar vardır. Âşık olduğunuz kişi ile evlenin ama aşık olduğunuzda evlenmeyin.  Gerçekten sevdiğiniz kişi ile evlenin, ama aşık olduğunuzu zannettiğinize aldanmayın. Kızlar bu işte çok beceriklidir onlara bir şey demiyorum. Eğer sıradan bir kişi değil de, özel bir kişi olmak istiyorsanız gereğini yapacaksınız. Bunun bir bedeli var, bedelini öderseniz bu konuda bir şans sahibi olursunuz. Bunu elde edeceğiniz manasına gelmez. Çünkü rızık Allah’tandır. Eğer rızkınızı aramıyorsanız elde edemezsiniz, çıkıp arayacaksınız. Aradınız, çalıştınız, sizin arzu ettiğiniz zamanda gelecek diye bir şey yok. Bunu en başta bilmek lazım. Patronunuz olur, amiriniz olur o insanlar sadece vesile olurlar. İşin iman tarafını ve Allah tarafını unutmamak lazım. Bunu elde etmek için okuyun, bunun başka hiçbir alternatif yok. Okuyamadığınız zaman sesli kitap dinleyin, yapamıyorsanız uyuyun. Günde 4 saat falan uyumaya çalışın. Farklı konular okuyun, zengin bir kütüphaneniz olsun. O müthiş bir keyiftir. Kitaplara dokunmak müthiş bir şeydir. Kitap okuyabilmek için lisan bilmeniz lazım. Türkçenin haricinde en az 2 lisan bilin.  En büyük kabiliyet soru sormaktır. Soru sormuyorsanız sadece birilerini dinliyorsanız bilin ki o kişinin emrindesiniz. O kişiye zorlamıyorsunuz demektir. Onun dediklerini yapıyorsunuz demektir. Soru sormak kolay bir şey değildir, konu hakkında kafa yormanızı gerektirir. Monologdan çıkıp, diyaloga gitmemiz lazım” dedi.

 

 



Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

betnis giriş
betnis
yakabet giriş