İnegöl Sivil Toplum Platformu tarafından ‘Gazze’ de devam eden İsrail katliamını protesto etmek ve Filistinli Müslümanlara destek vermek için yürüyüş gerçekleştirildi. 15 Temmuz Milli İrade Meydan’ında başlayan yürüyüş, Heykel’de sona erdi. Burada Sivil Toplum Platformu adına açıklamalarda bulunan Erman Bostancı, “Binlerce Filistinli kardeşimiz, kadın, çocuk demeden katledildi. Mescid-i Aksa başta olmak üzere bütün kutsal mekânlarımızda Müslümanların kanı döküldü. Hiçbir gerekçe olmaksızın yüzlerce genç esir edilip zindanlara atıldı. . Mescid-i Aksa da, Kudüs de, Filistin toprakları da bütün ümmetin meselesidir” dedi.
İsrail’in ‘Gazze’ şehrinde sürdürdüğü katliam ve zulme tepki gösterip, Gazzeli Müslümanlara destek vermek için İnegöl Sivil Toplum Platformu tarafından yürüyüş düzenlendi.
15 Temmuz Milli İrade Meydan’ında başlayan yürüyüş, Heykel’de sona erdi. Binlerce vatandaşın katıldığı yürüyüşte, ‘Katil İsrail Filistin’den defol’, ‘Kahrolsun İsrail’, ‘Filistin Yahudiye mezar olacak’ sloganları atıldı. Yürüyüşte Türk bayraklarının yanı sıra, Filistin ve Doğu Türkistan bayrakları da yer aldı.
Yürüyüş Heykel’de son bulurken, İnegöl Sivil Toplum Platformu Adına Erman Bostancı açıklamalarda bulundu.
Bostancı, açıklamalarında şu ifadeleri kullandı:
İsrail’in tüm dünyanın gözü önünde Filistin’de gerçekleştirdi soykırım ve insanlık suçu vicdanı olan herksen sabrını taşırmıştır. 196 gündür devam eden süreçte İsrail her zamanki saldırılarını artırmış ve okulları, hastaneler bombalayarak, kadınları ve çocukları katlederek zulmünü sürdürmektedir.
Terörist İsrail yıllardır Filistin’e at topraklar üzerinde her türlü zulmü ve alçaklığı dünyanın gözler önünde gerçekleştirdi.
Binlerce Filistinli kardeşimiz, kadın, çocuk demeden katledildi. Mescid-i Aksa başta olmak üzere bütün kutsal mekânlarımızda Müslümanların kanı döküldü. Hiçbir gerekçe olmaksızın yüzlerce genç esir edilip zindanlara atıldı.
Şimdi ‘Aksa Tufanı’ harekâtıyla Filistinli yiğitler kentlerine at olan topraklarda meşru müdafaa hakkını kullanıyor. Bu mesele Araplarla İsrail arasında bir mesele değildir. Mescid-i Aksa da, Kudüs de, Filistin toprakları da bütün ümmetin meselesidir.
Artık İsrail’in bu şımarıklığına ve terörizmine son verme vakti gelmiş ve geçmektedir. İsrail bu şımarıklığını İslam ülkelerinin ve Müslümanların sessizlinden almaktadır. Her fırsatta insan haklarından dem vuran Batı, tüm dünyanın gözler önünde işlenen İsrail terörizmine hiçbir zaman karşı çıkmamıştır. Şimdi se tüm ikiyüzlülükleriyle Filistin’e karşı ‘İnsan haklarını ihlal ediyorsunuz, İsrail’e saldırıyı durdurun’ çağrısı yapıyorlar. Ey sahtekâr Batı, ey ikiyüzlü insan hakları savunucuları, ya bugün hakkın yanında olursunuz, ya da Allah’ın lanetiyle yok olursunuz. Buradan sesleniyoruz; ey İslam ülkelerinin liderleri unutmayın k; Allah nurunu tamamlayacaktır. Bu zulümlere karşı vereceğiniz mücadele ancak ve ancak kendi ahiretiniz ve izzetiniz için olacaktır. Bilinmelidir k; Filistin davası, yalnız kendileri için değil, İslam’ın ve Müslümanların izzetini, özgürlüğünü, şerefini, haysiyetini korumak için savaşan, mücadele eden ve bu uğurda gerektiğinde gözünü kırpmadan canını feda eden, şerefli direnişçilerin davasıdır. Bugün, her zaman olduğundan daha fazla bir sorumlulukla, azimle ve cihad şuuruyla Filistin’in yanında olma günüdür. Siyonist İsrail’in varlığını tanımak da onunla diplomasi yürütmek de kabul edilemez. Bu zihniyetle ne oturup konuşulabilir ne de anlaşma yapılabilir.
Siyonist İsrail, var olduğu günden bu zamana bölgedeki kaosun, çatışmaların ve belirsizliğin ana müsebbibidir. İsrail’i işgal ettiği Filistin topraklarından çıkarmak, tüm Müslümanların görevidir. Siyonist İsrail’i yöneten zihniyet, tüm dünyaya Filistin halkını terörist olarak lanse etmektedir. Filistin halkının meşru talepleri adeta bir terör örgütünün talepler gibi göster ilmektedir. Başta ABD olmak üzere, tüm emperyalist ülkeler Filistin halkından meşru taleplerinden vazgeçmelerini istemektedirler. Siyonist İsrail’le normalleşme neresinden bakarsanız bakın işgallere ve katliamlara onay vermektir.
Siyonizm bu günlerde İslam dünyasına bakıp bir yandan da kahvesini yudumlayarak muhtemelen şöyle diyordur: ‘Neden durayım ki, ben tam 196 gündür Müslümanların çocuklarını katlediyorum ama onların limanlarından kalkan gemiler ben beslemeye devam ediyor. Ben tam 196 gündür Müslümanların kadınlarını katlediyorum ama onların siyasetçileri halen benimle siyasi ve diplomatik ilişkilerini sürdürmeye devam ediyor. Ben onların topraklarını işgal ediyorum ama onlar benimle ateşkes sağlayıp, her şey unutup normalleşmek için can atıyor’… İsrail neden dursun ki, tam 57 İslam ülkesi olmasına rağmen bu ülkeler bırakın İsrail’in saldırılarını durdurmayı, bırakın ticari ilişkileri kesmeyi, sınır kapılarını açıp kendi kardeşlerimize gıda ve en temel insani ihtiyaçları bile ulaştırmaktan acizler.
Hatta bunları dile getirdiğimizde, İsrail’le ticari ve siyasi ilişkilerin kesilmesini talep edenler bile anında linç edebiliyorlar. İsrail neden dursun ki, İsrail zulmünü bombalarla, füzelerle ve silahlarla yaparken. Biz onların zulmünü sözlerimizle, edebiyatlarımızla, kınamalarımızla ve basın metinlerimizle durdurmaya çalışıyoruz. Bu mümkün mü?”
HABER: SERHAT ÇİÇEK